Page 748 - Risale-i Nur - Şualar
P. 748

750                                                                                                                                  ŞUÂLAR


          hoş bir zemin oluyordu. Birkaç sene sonra Kerametini ve Risale-i Nur
          ile münasebetini gördüm ve anladım ki: O hâlet, bu münasebetten ileri
          gelmiş.

              İ k i n c i s i : Hazret-i İmam-ı Ali (R.A.) başta:
                                                         ِ
                                                             ۪
                                        ِ
                                                          ِ
                               ِ
                           هنطا
                   تو  ْ َ    ا   َطن  ِ ِ ِ    بب  رارس   َا  فشَك   ٰ لٰ    ِ   ا    ت   د   تها هب     حَ ور ve ortalarında:
                                          ْ
                                                     َ َ ْ
                   ْ
                                                      ْ
                                   َ
                              َ
                                                               ُ
                                    ْ
                                     ِ ِ
                                                                       ِ
                                                      ِ
                         ۪
            تَل   جنا   َ  ِ   ب ك   ميلح    َ    اي    ع   ْل  م   رارس  ِ  ۞     َاب   ةما   رَك  ل   ٰلِج    ا   ْل  اذ اي   ۪ نّحنم    و   َا   Ve

              َ ْ
                          َ
                       ُ
                                       َ
                                                         َ
                                                  َ َ
                                                              َ َ
                                                                           َ ْ
                                                                      ْ
           ْ
                                        ْ
                          ِ
                                       ِ
                     ِ

          âhirde:  تعم   ج    ِقئ   ٰلِخْل ِ   ل     موُلع رس و  ۞     د َّ   م   حم    ِمع ِن   با و لٰع    لا   ِ    قم
                            َ
                                                         ْ َ
                                   ُ ُّ
                                         َ
                  ْ
                                                     َ
                                                َ ُ
                                                                   َ َ ُ َ
                      ُ َ



          Bir  Hazine-i  Ulûm  olarak  gösteriyor.  Halbuki:  Zâhirinde  yalnız  bir
          Münâcâttır. Hattâ İmam-ı Alinin (R.A) Hakikat-feşan sair Kasideleri ve
          ilmî  başka  Münâcâtları  gibi,  Esrar-ı  İlmiye  ile  tam  münasebeti
          görünmüyor.  Benim  hususî  kanaatım  şudur  ki:  Celcelûtiye,  mâdem
          Risale-i  Nuru  içine  almış  ve  sinesine  basıp  mânevi  veled  gibi  kabul
                                 ِ
                                              ِ
                            ِ
          etmiş, elbette   تعم ُ َ      ج    ِقئٰلِخ  ِ     مول   ع  ُ     ْلل    رس    و     Fıkrası ile, kendi Hazinesinin
                                   َ
                         ْ
                                                َ
                                            ُّ ُ

          bir  kısım  Pırlantalarını  Âhirzamanda  neşreden  Risale-i  Nuru  şahid
          gösterip Celcelûtiyeyi bir Hazine-i Ulûm ve bir Define-i İlmiyedir diye
          bihakkın medh ü senâ edebilir.


              Ü ç ü n c ü s ü : Malûmdur ki, bazen gayet küçük bir emare, bazı
          şerait  dahilinde  gayet  kuvvetli  bir  delil  hükmüne  geçer.  Yakîn
          derecesinde  kanaat  verir.  Bana  böyle  kanaat  veren  çok  misallerinden
          yalnız sâbık beyan ettiğim birtek misal bana kâfi geliyor. Şöyle ki:
                                                     ِ
                                           ِ
              Hazret-i  İmam-ı Ali  (R.A.)   رونلا     جارس    دا      قت  Fıkrasiyle  Risale-i
                                             ُّ
                                                         َ ُ ُ
                                                 ُ َ
          Nuru tarihiyle ve İsmiyle ve Mahiyetiyle ve Esaslariyle ve Hizmetiyle
          ve  Vazifesiyle  gösterdikten sonra, Süryanîce isimleri tâdâd ederek Mü-
          nâcât eder. Otuziki veya otuzüç adet isimlerde iki def'a    هد   Kelime-
                                                                       ب   ع
                                                                 ا
                                                                     َ ْ َ َ
          sini  tekrar  eder.  Biri,   yirmiyedincide  اهدعب  خو  ْ ُ   ْ َ    و   ذ    ي   م  َ َ   diğeri, otuzbirde
                                                  َ َ
   743   744   745   746   747   748   749   750   751   752   753