Page 300 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 300
M ÜNAFI ĞIN D ERİN K ARANLI ĞI
örtmeye çalışsa da, bu duygu münafığın içine çöreklenmiş köklü bir azaptır. Münafık
Müslümanların arkasından iş çevirdikçe; yani onlara zarar vermeye çalıştıkça, aşa-
ğılanma batağına biraz daha batar.
Münafığın küfre taşıdığı her bir haber, Müslümanı tuzağa düşürmek için
yaptığı her bir plan, küfür tarafından kullanılır belki ama, beraberinde küfrün
ona duyduğu tiksintiyi de arttırır. Öyle ki münafık yaptığı planlar, kurduğu tuzak-
larla Müslümanların belaya uğramasını beklerken; o bela git gide kendisini sarmaya
başlar. Ağzından çıkan her yalan, Müslümanlar aleyhine küfürle kurduğu her or-
taklık, onu karanlık bir kuyunun dibine doğru çekmeye devam eder. Her hainliğinde
horlanma ve aşağılanma hissini daha yoğun yaşamaya, içine çöreklenen acıyı daha
derinden hissetmeye başlar. Kısacası münafığın pisliği, tuzağı, planı bumerang gibi
ona geri döner.
Bu, münafığın yalnızca bu dünya hayatında çektiği azabın küçük bir kısmıdır.
Ahirette ise sonsuz bir azap onu beklemektedir. Allah münafığın tuzağının kendisini
saracağını bir ayette şöyle bildirmektedir:
Hani o inkar edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek ama-
cıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen
(bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenle-
rin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
İşte münafık ömrü boyunca Müslümanlara karşı mücadele eder ama, bu mü-
cadelesi hiçbir zaman hayal ettiği gibi neticelenmez. Küfrün gözünde yükselmek
için Müslümanlar aleyhine yaptığı her hainlik, bir kat daha aşağılanmasına ve kü-
çümsenmesine sebep olur. Hiçbir şey elde edemediği halde Müslümanların arasında
onlardan biri gibi davranmak, inanmadığı bir sistemi savunmak, içinden gelmediği
halde Allah'ı anmak veya istemeye istemeye namaz kılmak, münafığın acısını ona,
yüze, bine katlar. Bu da münafıkta tarifsiz bir öfke ve nefret hissi meydana getirir.
İşte münafığın sonunu getiren de, bu öfke sarmalıdır. Ruhunu kaplayan bu nefret
onu günden güne çürütür, sağlığını bozar, akli dengesini yitirmesine sebep olur.
Her münafığın sonu, kin ve öfkesiyle birlikte ölmektir. Allah Kuran'da münafık-
ların ölümlerinin, içlerinde büyüttükleri bu öfke ve nefretten olacağını şu şekilde
haber vermiştir:
Sizler, işte böylesiniz; onları seversiniz, oysa onlar sizi sevmezler. Siz Kitabın tü-
müne inanırsınız, onlar sizinle karşılaştıklarında "inandık" derler, kendi başlarına
kaldıklarında ise, size olan kin ve öfkelerinden dolayı parmak uçlarını ısırırlar.
De ki: "Kin ve öfkenizle ölün." Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklı duranı bi-
lendir. (Al-i İmran Suresi, 119)
298