Page 45 - Münafığın Derin Karanlığı
P. 45

ad nan o k t ar (haru n  y ahy a)






                 çekmesi açısından çok önemlidir. Böyle bir kötülük çemberinin varlığı, dünyadaki
                 'kötülüğün tek bir merkezden organize edildiğini' ve 'çok geniş çaplı bir yapılanma
                 olduğunu' açıkça ortaya koymaktadır. Buna göre birbirleriyle ittifak halinde hareket

                 eden münafıkların oluşturduğu bir çember; ve onun ortasında da derin devlet men-
                 supları yer almaktadır. Ancak Allah ayetin devamında 'bu kötülük çemberinin mut-

                 laka tepelerine çöküp yıkılacağını' da haber vermiştir. Yani küfrün ileri gelenlerinin
                 ve münafıkların ortaklaşa kurdukları çember, yine kendi tepelerine çökecek ve kendi
                 kurdukları düzen helak olmalarına yol açacaktır. Allah bu şeytani ittifaka dahil olan-

                 ların hepsine gazaplanmış, onları lanetlemiş ve onlar için cehennemi hazırlamıştır.



                     MÜNAFIK, MÜSLÜMANLARA YALAN SÖYLER; KÜFÜRDEK  DOSTLARINI

                     VE DER N DEVLET ELEMANLARINI  SE SIRDAŞ ED N R

                     Allah, Kuran'ın "Onlar, müminleri bırakıp kafirleri dostlar (veliler) edinirler..."
                 (Nisa Suresi, 139) ayetiyle, münafık karakteri hakkında çok önemli bir bilgi daha
                 vermektedir. Bu insanlar Müslümanlar arasında yaşadıkları, onlardan hayatlarının

                 her aşamasında sürekli sevgi, saygı, iyilik ve merhamet gördükleri, korunup kollan-
                 dıkları halde, yine de onları gerçek dostları olarak görmezler. Müslümanlara karşı

                 sürekli açık arayan, suçlayan, iftira atan, memnuniyetsiz, nankör ve şikayetçi bir
                 tavır içerisindedirler. Münafıkların ahlaklarından, tavırlarından ve konuşmalarından,
                 'dostlarının ve güvendiği insanların Müslümanlar olmadığı' açıkça anlaşılır. Her

                 halleri esrarengiz ve gizemlidir. Abartılı ve yapmacık olan yakınlıkları ise, daha da
                 şüphe vericidir. İman edenlerden gördükleri iyilikleri, belki de yaşamları boyunca

                 başka hiç kimseden görmedikleri halde, hayatlarındaki hemen hemen her şeyi on-
                 lardan gizlerler.
                     Müslümanlara karşı tavırları böyleyken, iman etmeyen, Allah sevgisi olmayan,

                 İslam'ın menfaatlerini düşünmeyen, hatta Müslümanlara karşı düşmanlık besle-
                 yen kimseleri ise kendilerine daha yakın bulurlar. Ve onları kolaylıkla sırdaş edi-
                 nirler. Saatlerce ve hiç sıkılmaksızın bu insanlarla boş sohbetler etmek, derin dostluklar

                 kurmak, onlar arasında yer edinip itibar kazanmaya çalışmak, münafık karakterli
                 insanlara oldukça çekici gelir. Hatta zaman zaman Allah, Kuran, iman ya da Müs-
                 lümanlar aleyhinde konuşmalar ya da değerlendirmeler yapmak da, bu kişilere

                 şeytani bir heyecan verir.
                     İman edenlerle birlikte iken bile, gizli gizli ve sinsi yöntemlerle bu insanlarla

                 bağlantı kurar, onlarla vakit geçirmenin yollarını ararlar. Müslümanlar onlara dün-
                 yanın hiçbir yerinde rastlayamayacakları kadar güzel bir ahlakla yaklaştıkları halde,
                 onlar inkar edenlerin dostluğunu daha heyecan verici bulurlar. Ve bu insanların göz-




                                                                                                             43
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50