Page 111 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 111
İKİNCİ MAKALE 113
anlamıyor. Lasiyyema Kalb bazan mes'elenin derin yerlerinden -
kuyu dibinde gibi- bir tıntın eder ise lisan işitemez, nasıl tercümanlık
edecektir?!.
Elhasıl: Fehim ifhamdan daha esheldir vesselâm!..
İtizar: Ey şu dar ve ince ve karanlık olan yolda benim ile
arkadaşlık eden sabırlı ve metanetli zât! Zannediyorum bu İkinci
Makale'de yalnız hayretle seyirci oldun, müstemi' olmadın. Çünki
anlamadın. Hakkınız var, zira mesail gayet derin ve ırkları uzun ve
ibare ise gayet muhtasar ve muğlak.. ve Türkçem de epeyce noksan
ve müşevveş.. ve vaktim dahi dar.. ben de acele.. sıhhatım muhtel..
başım nezlelidir. Şu karışık zeminde ancak şöyle bir varakpare
ِ
ِ
ِ
çıkabilir. لوبقم سانل ا ِما رك دنع رْذعْلاو
َّ
َ َ ْ
ُ ْ َ
ُ ُ َ
Ey Birader! "Unsur-u Hakikat"ı kübra gibi ve "Unsur-u
Belâgat"ı suğra gibi mezcet. Elektrik şuaı gibi olan Hads-i Sadıkı
geçir. Tâ gayet hararetli ve parlak ziyalı olan "Unsur-u Akide"yi
netice vermek için senin zihnine istidadat verebilsin.
İşte "Unsur-u Akide"yi Üçüncü Makale'de arayacağız.
İşte başlıyorum: " وخن "... (1)
ُ َ
------------------
(1): Kürdçedir.