Page 107 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 107
İKİNCİ MAKALE 109
Onikinci Mes'ele
Kelâmın selâmet ve rendeçlenmesi ve itidal-i mizacı ise, her
kaydın istihkak ve istidadına göre inayeti taksim ve hil'at-ı üslûbu
tevzi' ve giydirmektir. Hem de hikayette olursa mütekellim kendini
ِ
هنع ٌّكحم yerinde farz etmek gerektir. Şöyle: Eğer başkasının
َ
ْ َ
ِ
hissiyat ve efkârının tasvirinde ise اهنع ٌّك حم hulûl etmek ve
ْ َ
َ َ
onun Kalbinde misafir olmak ve lisanıyla tekellüm etmek gerektir.
Eğer kendi malında tasarruf etse, alâmet-i kıymet olan itibar ve
ihtimamın taksiminde her kaydın istihkak ve istidad ve rütbesini
nazara almak ile taksiminde adalet.. ve üslûblarda istidadın kametine
göre kesmektir. Tâ herbir maksad onun münasibinde olan üslûbdan
cilveger olabilsin. Zira üslûbun esasları üçtür:
Birincisi: Üslûb-u Mücerreddir. Seyyid Şerif'in ve
Nasıruddin-i Tûsî'nin sade olan ma'rez-i kelâmları gibi...
İkincisi: Üslûb-u Müzeyyendir. Abdülkahir'in "Delail-ül
İ'caz" ve "Esrar-ül Belâga"sındaki müşa'şa' ve parlak Kelâmı gibi...
Üçüncüsü: Üslûb-u Âlîdir. Sekkakî ve Zemahşerî ve İbn-i
Sina'nın bazı muhteşem Kelâmları gibi... Veyahut şu Kitabın
mealindeki arabiyy-ül ibare, lasiyyema Makale-i Sâlise'deki
müşevveş fakat muhkem parçaları gibi. Zira mevzuun ulviyeti şu
Kitabı Üslûb-u Âlîye ifrağ etmiştir. Yoksa benim san'atımın tesiri
cüz'îdir.
Elhasıl: Eğer İlahiyat ve usûlün bahis ve tasvirinde isen,
şiddet ve kuvvet ve heybeti tazammun eden Üslûb-u Âlîden
ayrılmamak gerektir.