Page 102 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 102
104 MUHÂKEMAT
T e n b i h : Bu mütedâhil manaların hangisi daha ziyade
senin garazına temas eder ve maksada Sıla-i Rahm vardır. İleriye sür
ve izhar et. Bâkileri ona teşyi' edici yaptır. Yoksa senin tarz-ı ifaden
haşmet ve zînet-i beyaniyeden çıplak olacaktır.
Dokuzuncu Mes'ele
İrade-i Cüz'iyeyi ve tasavvur-u basiti âciz bırakan Kelâmın
yüksek tabakası şudur ki: Mütedâhilen müteselsil olan makasıdın
taaddüdü ve mütenasilen murtabıt olan metalibin teselsülü ve netice-
i vâhideyi tevlid eden asılların içtimaı ve her biri ayrı ayrı semere
veren füru'-u kesîrenin istinbatına istidad veya tazammunu iledir.
Şöyle ki:
Maksad-ül makasıd olan en uzak ve yüksek hedef-i garazdan
ayrılıp gelmekte olan maksadlar birbirine murtabıt ve birbirinin
noksaniyetini tekmil ve komşuluk hakkını eda etmekle, Kelâma
vüs'at ve azamet verir. Güya birini vaz'etmekle öteki ve diğeri ve
başkasını ve daha başkasını vaz'eder. Ve sağ ve solda ve her cihetin
nisbetini gözetmekle birden o makasıdı, Kelâmın kasr-ı müşey-
yedesine kuruyor. Güya çok Akılları kendi Aklına muavenet etmek
için istiare etmiş, istihdam ediyor. Sanki o mecmu-u makasıdda
herbir maksad, tesavir-i mütedâhileden müşterek-ün fîh bir cüzdür.
Nasıl mütedâhil tasvirlerde siyah bir noktayı bir ressam koysa; o
nokta birinin gözü ötekisinin yüzünün hali, berikisinin burnunun
deliği, başkasının ağzı olduğu gibi Kelâm-ı Âlîde dahi öyle Noktalar
vardır.