Page 104 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 104
106 MUHÂKEMAT
Evet Rabb-i İzzet'in Kelâmına dikkat edilse bu Hakikat her
yerde Nur gibi parlar. Evet Nur gibi köşelerinde ve mekatı'larında
içtima edip Zülâl-i Belâgat fışkırıyor. Nefrin o zahirperestlere ki bu
Hakikatten gaflet edip tekrara hamlediyorlar.
Dördüncü Nokta: Kelâmı öyle ifrağ etmek ve istidad
vermektir ki: Pek çok füru'ların tohumlarını mutazammın ve pek çok
Ahkâma me'haz ve pek çok maânîye ve vücuh-u muhtelifeye delalet
etmektir. Güya bu istidadı tazammun ile Kelâmın kuvve-i
nâmiyesinin kuvvetine telvih eder ve hasılatının kesretini gösterir.
Sanki o füru' ve vücuhların mahşeri olan mes'elede cem'eder, tâ ki
mezaya ve mehasinini müvazenet edip herbir fer'i bir garaza sevk ve
herbir vechi bir vazifeye tayin eder.
ِ ِ
ِ
ِ
نۤارقْلا اهَذخَا اصعْلا ِقي رافت نم ىدجَا انَّاف سِوم ةصق لا ِ ٰ رُظناف
ٰ
َ َ
ْ َ َ
ْ ْ َ
َ َّ َ
ُ ْ ُ
َ َ
ْ
ٰ ُ
َّ
ِ
هتَغَلبل ني دج اس نا يبْلا ةرحس ترخف ءاضيبْلا اهد يب
ِ
ِ ِ
ِ
ِ
ِ
ُ َ َ َ ْ َّ َ َ
َ َ
َ ْ َ
َ َ
َ َ
َ
Evet Kıssa-i Musa meşhur darb-ı meseldeki Tefarik-ul
Asâdan daha nâfi'dir. Nasıl o Asâ ne kadar parçalansa yine bir işe
yarar. Kıssa-i Musa dahi öyledir. Bu hâsiyetine binaendir ki, Kur'an
Yed-i Beyza-i Mu'ciz-ül Beyaniyle o Kıssayı aldı. Ve Suver-i
Müteaddidede gösterdi. Herbir ciheti hüsn-ü istimal etti. Fenn-i
beyanın seharesi, Belâgatına secde ber zemin-i hayret ve muhabbet
ettiler.
Ey Birader! Bu Mes'elede olan hayal-meyal Belâgat, bu
esalîb ile sana öyle bir şecereyi tersim eder ki ; cesîm