Page 136 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 136

138                                                                                                  MUHÂKEMAT



           halde.. istidadındaki lâ-yetenahîliğin hükmünce bir "âh.. âh.. leyte"yi
           çekecektir. Güya o adem-i rıza ile remz ve işaret ediyor ki: İnsan
           Ebede  namzeddir  ve  Saadet-i  Ebediye  için  halk  olunmuştur.  Tâ
           gayr-ı mütenahî bir zamanda, gayr-ı mahdud ve geniş bir Âlemde,
           gayr-ı mahsur olan İstidadatını bilfiile çıkarabilsin.

                  T  e  n  b  i  h  :  Adem-i  abesiyet  ve  hakaik-i  eşyanın

           sübutiyetleri îma ediyor ki: Bu dar ve mahsur ve herbir lezzetinde
           çok a'razın müzahametiyle keşmekeş ve tehasüdden hâlî olmayan şu
           dünya-yı deniye içinde Kemalât-ı İnsaniye yerleşmez. Belki geniş ve
           müzahametsiz bir Âlem lâzımdır. Tâ insan hakkıyla sünbüllensin ve
           ahval  ve  kemalâtına  nizam  vermekle,  Nizam-ı  Âleme  hemdest-i
           vifak olabilsin.

                  Tenbih ve İşaret:

           İstitradî olarak Haşre îma olundu. İleride zâten bürhan-ı kat'îyle isbat
           edilecektir. Fakat burada istediğim Nokta: İnsandaki İstidad Ebede
           nâzırdır.  Eğer  istersen  insaniyetin  Cevherine  ve  Nâtıkıyetin
           kıymetine ve İstidadın muktezasına teemmül ve tedkik et. Sonra da o
           Cevher-i  İnsaniyetin  en  küçük  ve  en  hasis  hizmetkârı  olan  hayale
           bak, gör. Yanına git ve de: "Ey hayal ağa!.. Beşaret sana!. Dünya ve
           mâfîhanın  saltanatı  milyonlar  sene  ömür  ile  beraber  sana
           verilecektir, fakat akibetin dönmemeksizin fena ve ademdir." Acaba
           hayal sana nasıl mukabele edecek? Âyâ, istibşar ve sürur.. veyahut
           telehhüf ve tahassürle cevab verecektir? Ecel, neam, evet, Cevher-i

           İnsaniyet A'mak-ı Vicdanın dibinde enîn ve
   131   132   133   134   135   136   137   138   139   140   141