Page 141 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 141
ÜÇÜNCÜ MAKALE 143
İşaret ve İrşad: Kübra sadıktır. Zira Sahife-i İtibar-ı Âlemde
menkuş olan Âsâr-ı Enbiyayı mütalaa etsen.. ve lisan-ı tarihte
cereyan eden ahvallerini dinlersen.. ve Hakikatı, yani cihet-ül
vahdeti tesir-i zaman ve mekân ile girdiği suretlerden tecrid
edebilirsen göreceksin ki: İnayet-i İlahiyenin ziyası olan mehasin-i
mücerredenin şu'lesi olan Hukukullah ve Hukuk-u İbadı; Enbiya,
düstur-u hareket ettiklerini ve nev'-i beşer tarafından Enbiyaya karşı
keyfiyet-i telakkileri ve ümeme karşı suret-i muameleleri ve terk-i
menafi'-i şahsiye ve sair umûrlar ki onlara Nebi dedirmiş ve
Nübüvvete medar olmuş olan Esaslar ise; evlâd-ı beşerin sinn-i
tekemmül ve kühûlette olan Üstadı ve Medrese-i Ceziret-ül Arab'da
Menba-ı Ulûm-u Âliye ve Muallimi olan Zât-ı Muhammed'de daha
ekmel ve daha azhar bulunur.
Demek oluyor ki: İstikra-i tâm ile, hususan nev'-i vâhidde,
lâsiyyema intizam-ı muttarid üzerine müesses olan kıyas-ı hafînin
ianesiyle ve kıyas-ı evlevînin teyidiyle Nübüvvet-i Muhammed'i
netice vermekle beraber, tenkih-ül menat denilen hususiyattan tecrid
nokta-i nazardan cemi' enbiya lisan-ı mu'cizatlarıyla Vücud-u Sâni'in
bir bürhan-ı bahiresi olan Muhammed'in Sıdkına şehadet ederler.
İtizar: Kısa cümlelerle söylemiyorum muğlakça oluyor. Zira
şu Hakaik her tarafa derin köklerini attıklarından mes'ele
uzunlaşıyor. Suret-i mes'eleyi bozmak ve parça parça etmek ve
Hakikatı incitmek istemiyorum. Hem de Hakikatın etrafına bir
daireyi çekmek istiyorum, tâ Hakikat mahsur kalıp kaçmasın. Ben
tutmazsam başkası tutsun. Beni mazur tutsanız, febiha... Ve illâ
hürriyet var, tahakküm yoktur. Keyfinize...