Page 140 - Risale-i Nur - Muhakemat
P. 140
142 MUHÂKEMAT
bizzarure Vicdan ve tabiatlara müessir ve nafiz olan Mizan-ı Adalet-
i İlahiyeyi tutacak bir Nebi'ye muhtaçtır.
İ ş a r e t : Binlerce Enbiya, nev'-i beşerde Nübüvveti iddia
ederek binlerce Mu'cizatla müddeayı isbat etmişlerdir. İşte o
Enbiyanın cemi' Mu'cizatları lisan-ı vâhid ile Nübüvvet-i Mutlakayı
ilân eder. Bizim şu suğramıza dahi bir bürhan-ı katı'dır. Buna
tevatür-ü bilmana veya ne tabir ile diyorsanız deyiniz, metin bir
delildir.
T e n b i h : Şu Muhakematın cihet-ül vahdeti budur ki: Eğer
cemi' fünun ele alınırsa ve fünunların kavaidinin külliyetleriyle
keşfettikleri ittisak ve intizama temaşa edilirse, hem de mesalih-i
cüz'iye-i müteferrikanın mayesi ve Ukde-i Hayatiyesi hükmünde
olan bir lezzeti veya bir muhabbeti veya bir emr-i âheri içine
atılmakla -ekl ve nikâhtaki gibi- perişan olan umûr ve ef'al o maye
ile irtibat ve ittisal ettiklerini, İnayet-i İlahiye nokta-i nazarında
nazar-ı dikkate alınırsa; hem de Hikmetin şehadetiyle sabit olan
adem-i abesiyet ve adem-i ihmali mütalaaya alınırsa, istikra-i tâmla
netice veriyor ki: Mesalih-i külliyenin kutub ve mihveri ve maden-i
hayatı hükmünde olan Nübüvvet, nev'-i beşerde zarurîdir... Faraza
olmazsa, perişan olan nev'-i beşer; güya muhtel bir Âlemden şu
muntazam Âleme düşüp cereyan-ı umumînin ahengini ihlâl ettiği
kabul olunursa, biz insanlar sair Kâinata karşı ne yüzümüz
kalacaktır?..
T e n b i h : Ey Birader!. Eğer Bürhan-ı Sâni'in suğrası senin
sahife-i zihninde intikaş etmiş ise, hazır ol!. Kübrası olan Nübüvvet-
i Muhammed'in bahsine geçiyoruz: