Page 99 - Türkiye için Milli Strateji
P. 99

n TÜRK‹YE ‹Ç‹N M‹LL‹ STRATEJ‹ n


            denli bir bir körlük içinde olduklar›n› göstermektedir elbette. Kendi ideolo-
            jik tercihleri, hatta saplant›lar› nedeniyle Türkiye'nin stratejik ç›karlar›n›
            zedelemektedirler bu çevre l e r. (Bu körlük ve saplant›lar›, S›rplara karfl› var
            olma mücadelesi veren ‹zzetbegoviç hükümetini "‹slamc›" bulduklar› için
            kösteklemelerinde çok aç›k bir biçimde ortaya ç›km›flt›.)
               Oysa Türkiye'nin Balkanlar'da güçlenmesi için ‹slami kimli¤ini vurg u-
            lamas› gereklili¤i, ideolojik ya da dini bir tercih de¤il, stratejik bir gerçeklik-
            t i r. Bölgede, yeni bir Devlet-i Ali'ye muhtaç bir "yeflil kuflak" vard›r ve bu
            d u rum Türkiye için büyük bir flanst›r. E¤er bu flans de¤erlendirilmezse,
            Türkiye bölgeden silinir ve "yeflil kuflak" ya iyice zay›flar ya da kendisine
            baflka hamiler bulur. (Bosna örne¤inde oldu¤u gibi; ‹ran, bölge ile hiç bir ta-
            rihsel ba¤› olmay›fl›na karfl›n, Bosna hükümetinin silah ihtiyac›n› karfl›la-
            mada gösterdi¤i baflar› sayesinde, Balkanlar'›n ortas›nda ciddi bir nüfuz el-
            de etmifltir).


               Ne Yapmal›?
               Türkiye'nin sözkonusu "yeflil saplant›" sahibi çevrelerin olumsuz etki-
            sinden kurtuldu¤unu ve Balkanlar'daki yeflil kuflak üzerinde etkisini art›r-
            maya kesin olarak karar verdi¤ini varsayal›m. Bu durumda, Balkanlar'da
            bir hayat sahas› oluflturma yolunda, "ne yapmal›" sorusu ile karfl› karfl›ya
            kal›r›z.
               Bu konuda giriflilecek somut pro j e l e rden önce, genel bir yorum yap-
            makta yarar var. Bu genel yorum, yaln›zca Balkan stratejisi ile de¤il, ayn›
            zamanda Türkiye'nin tüm bir d›fl politika kültürü ile yak›ndan ilgilidir.
               Dünyada temelde iki tür devlet varl›¤›ndan söz edilebilir. Aktif devlet-
            ler ve reaktif devletler. Reaktif devletler, ki BM üyesi 180 küsur devletin ço-
            ¤unlu¤unu bunlar oluflturu r, uluslararas› arenada hep edilgen konumda-
            d › r l a r. Kendi iç sorunlar› ile bo¤uflurlar ve hiç bir zaman da d›fl dünyay› et-
            kilemek gibi bir amaçlar› olmaz. Zay›f bir devlet mekanizmas›na, bozuk bir
            ekonomiye, istikrars›z ya da durgun hükümetlere sahip olurlar. Aktif dev-
            letlerin de kuflkusuz iç sorunlar› vard › r, ama bunlarla u¤rafl›rken uluslara-
            ras› arenada da söz sahibi olurlar. Strateji gelifltirir ve güçlü devlet meka-
            nizmalar› sayesinde bunlar› kesintiye u¤ratmadan uygularlar. Di¤er re a k t i f
            devletler gibi yaln›zca k›sa vadeli "günü kurtarmaya" yönelik d›fl politika-
            lar de¤il, uzun vadeli, bilinçli ve hesapl› d›fl politikalar izlerler. Ve dikkat


                                             88
   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104