Page 103 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 103

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  105


                  ALTINCI NÜKTELİ İŞARET:- Nakl-i Sahih-i Kat'î ile- Hazret-i
           Fatıma'ya (R.A.) ferman etmiş ki:

                                           ِ
                     ااقوح    ٯ  ُ    ُل     ي ِ ٶ  َ ْ    ب  ِلهَا     لوَا تن ْ    َا  deyip,  "Âl-i  Beytimden  herkesten
                                       ُ ى
                                   ْ
           evvel  vefat  edib,  bana  iltihak  edeceksin."  diye  söylemiş.  Altı  ay  sonra
           haber verdiği gibi aynen zuhur etmiş.

                  Hem Eba Zer'e Ferman etmiş:


             َ كدحو   تو   متو     د      حو      شيعت َ َ      و  ان  ْ ُ ٰ    م   ن     ه  ِ    جرختس   deyip,  Medine'den
                              ْ َ َ َ ك
                       َ
            َ َ
                                                   ُ َ ْ ُ
                                   ُ
                      ُ َ
                   ُ
              ْ
                                                         َ
           nefyedilip,  yalnız  hayat  geçirip  yalnız  bir  sahrada  vefat  edeceğini  haber
           vermiş. Yirmi sene sonra haber verdiği gibi çıkmış.

                  Hem Enes  İbn-i  Mâlik'in  halası  olan  Ümm-ü  Haram'ın hanesinde
           uykudan kalkmış, tebessüm edib ferman etmiş:
            ِ  ِ        ِ
                                        ِ
              ةرسَهْا  َ ڌع كوُلم   ْلاَك     ب   ح ِر  َ ْ    ْلا ڇ نو    غي   ز ْ َ ُ َ   ٶم   ُا     تيَا   ر Ümm-ü Haram niyaz
             ى
                      َ
                                                       ُ
                                                   ى
                            ُ
                                                          َ ْ
           etmiş:  "Dua  ediniz,  ben  de  onlarla  beraber  olayım."  Ferman  etmiş:
           "Beraber  olacaksın."  Kırk  sene  sonra,  zevci  olan  Ubade  İbn-i  Sâmit
           refakatıyla Kıbrıs'ın Fethine gitmiş; Kıbrıs'ta vefat edib, mezarı ziyaretgâh
           olmuş. Haber verdiği gibi aynen zuhur etmiş.

                  Hem - Nakl-i Sahih-i Kat'î ile- Ferman etmiş ki:
                                 ِ
               بم ٛ     و    با      ىذَك    في     َ      قث    نم ج   ر   خي  yani: "Sakif  Kabilesinden   biri   dava-yı
                 َ ُ ٌ  ٌ  َ    ْ     ْ َ ُ ُ
           Nübüvvet  edecek;  ve  biri,  hunhar  zalim  zuhur  edecek."  deyip,  Nübüvvet
           dava eden meşhur Muhtar'ı ve yüzbin adam öldüren haccac-ı zalim'i haber
           vermiş.

                  Hem - Nakl-i Sahih-i Kat'î ile-
                                 ِ
                                                   ِ

                ا   هشيج ش    ج   ي َ ْ ُ    ْلا معنو ا َ َ  ُ         َا   م   ٛ   ه    ٛم   َهْا    معن   ف ةي   ني ِ ِ    ط   نَط   س   قْل ا حت   فتس
                                                                       ْ ُ َ
                                                    َ ُ ى
                                                                 ُ
                                                                     ُ
                 َ ُ ْ َ
                               َ ْ
                                                 َ ْ
                                                             ْ
                                                                          َ
                                                                ْ
                                           ُ
           deyip,  İstanbul'un  İslâm  eliyle  fetholacağını  ve  Hazret-i  Sultan  Mehmed
           Fatih'in  yüksek  bir  mertebe  sahibi  olduğunu  haber  vermiş.  Haber
           verdiği gibi zuhur etmiş.

                  Hem - Nakl-i Sahih-i Kat'î ile- Ferman etmiş ki:
                         ِ
                               ِ
              ِ
                                            ِ
              سر  َ  ِ   ء     ف ا    ٰٓ انبَا ن   م لاجر ه   َل انَل  اي ً ٙ لاب ااطون      م    ناَك وَل  ني    ى  ِ   ا   ن   ا   دل   deyip, başta
                                        ى َ
                            ٌ َ
                                                     َ َ ُ
                                    َ
             َ      َ ْ ْ        ُ                            ِّ َ ْ
   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108