Page 104 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 104

106                                                                                                              MEKTUBÂT


          Ebu  Hanife  olarak  İran'ın  emsalsiz  bir  surette  yetiştirdiği  Ülema  ve
          Evliyaya işaret ediyor, haber veriyor.
                                                       ِ
                                                                      ِ
                 Hem Ferman etmiş ki:     ْلع ضرام  ِ ِ    َهْا ق ا   بط    ءل   م َ      ي  ٍ ڪرق ۊاع deyip,
                                        ا      ْ      َ َ    َ ْ ُ  ْ َ ُ  ُ  َ
          İmam-ı Şafiî'ye işaret edib haber veriyor.

                 Hem - Nakl-i Sahih-i Kat'î ile- Ferman etmiş ki:
                                ِ
                                       ِ

               مه نم     َليق    ْ َ  ِ   م   ن   ه  ا   ةدحاو    ةيجانلَا  ةقر ِ      ف    ٭عب   س  و ااثو َ      ث َ      ٶم   ُا ق   ِ٘   فتس
                                            ا َ
                                         ى
                             ٌ َ
                                                                        ْ َ َ ُ ى
                                    ُ َ َ
             ْ ُ ْ َ
                                                 َ ْ
                                                        َ َ ْ
                                                                          َ
                                     ح ا     ٯ  َ    صَا  َ  ِ   ه   و       يَلع انَا ام َلاق َ
                                           ْ َ َ
                                                   َ
                                     ْ
          deyip,  Ümmeti  yetmişüç  fırkaya  inkısam  edeceğini  ve  içinde  Fırka-i
          Naciye-i Kâmile, Ehl-i Sünnet ve Cemaat olduğunu haber veriyor.
                                          ِ
                                                              ِ
                 Hem  Ferman  etmiş  ki:     مُهْا  ه ِ ِ    ذه  سوجم      ةير   دقْلَا  deyip,  çok
                                          ة

                                                               َ َ
                                                   ٰ
                                           ى
                                                      ُ ُ َ
                                                             ُ ى
          şubelere  inkısam  eden  ve  Kaderi  inkâr  eden  kaderiye  taifesini  haber
          vermiş. Hem çok şubelere inkısam eden râfızîleri haber vermiş.

                 Hem - Nakl-i Sahih-i Kat'î ile- İmam-ı Ali'ye (R.A.) demiş: Sende
          Hazret-i  İsa  (A.S.)  gibi  iki  kısım  insan  helâkete  gider.  Birisi,  ifrat-ı
          muhabbet;  diğeri,  ifrat-ı  adavetle.  Hazret-i  İsa'ya  nasrani  muhabbetinden
          hadd-i meşru'dan tecavüz ile hâşâ "İbnullah" dediler. Yahudi, adavetinden
          çok tecavüz ettiler, Nübüvvetini ve Kemalini inkâr ettiler. Senin hakkında
          da  bir  kısım,  hadd-i  meşru'dan  tecavüz  edecek,  muhabbetinden  helâkete
                        ِ ِ
          gidecektir.   ةيضف ارلا مهَل ل ا   قي ٝن مهَل demiş. Bir kısmı, senin adavetinden
                                   ُ
                           ى
                     ُ ى
                                         َ
                               ُ ُ
                                    َ ٌ ْ ْ ُ
                                      ُ
          çok  ileri  gidecekler,  onlar  da  havariç'tir  ve  Emevîlerin  müfrit  bir  kısım
          tarafdarlarıdır ki, onlara Nasibe denilir.

                 Eğer  denilse:  Âl-i  Beyt'e  Muhabbeti,  Kur'an  emrediyor.  Hazret-i
          Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm çok teşvik etmiş. O Muhabbet, şîalar
          için  belki  bir  özür  teşkil  eder.  Çünki  Ehl-i  Muhabbet,  bir  derece  Ehl-i
          Sekirdir.  Ne  için  şîalar  hususan  râfızîler,  o  Muhabbetten  istifade
          etmiyorlar;  belki  İşaret-i  Nebeviye  ile  o  Fart-ı  Muhabbetten  mahkûm-
          durlar?

                 Elcevab:  Muhabbet  iki  kısımdır.  Biri:  Mana-yı  Harfiyle,  yani:
          Resul-i  Ekrem  Aleyhissalâtü  Vesselâm  hesabına,  Cenab-ı  Hak  namına,
          Hazret-i
   99   100   101   102   103   104   105   106   107   108   109