Page 165 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 165

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE                                                                                  167


                  Tevrat'ın bir Âyeti daha:
                                           ِ
                       ِ
                   ا   ِم    ىشلاب  ه   ُك   لمو َة َ ْ  ِ    ر   ت   ه  َ ُ ُ    جهو    َة      ىكم ِ   ب هد ِ   لو   م  ِ   للّ ا    لو   سر    د      مح   م
                                   بيَطب
                                                              ُ
                                                           ٍ َ ْ ُ ُ
                                                                     ى
                                                 َ
                            ْ ُ َ
                                          ْ َ
                         ُ
                                                                        ُ َ ٌ َ
                                                                 ُ
                                       نودامحْلَا   َ ى ُ ُ      و   ُا   م   ت   ه
                                     َ ُ ى َ
                                                    م
                  İşte  şu  Âyette   محم  Lafzı,   ح manasında  Süryanî  bir  isimde
                                د
                                             د
                                              م
                                                  ُ َ ى
                                 ى َ ُ
           gelmiştir.

                  Tevrat'ın diğer bir Âyeti daha:

               وت ك  َل ِ    مْلا  ك   ت   يمس        ڋ وس   رو   ىد   بع   تنَا  İşte  şu  Âyette,  Benî  İshak'ın
                 ُ َ َ ِّ
                         ْ ى ُ َ
                                   َ َ
                                               َ ْ
                                          ْ َ
                            َ
                                  ُ
           Kardeşleri  olan  Benî  İsmail'den  ve  Hazret-i  Musa'dan  sonra  gelen
           Peygambere hitab ediyor.

                  Tevrat'ın diğer bir Âyeti daha:
                         ٍ ِ
              ظي   ٍ      لَغ  َ      و   َه    ِّ ظفب  سي   َل  رات   خمْلا      ى ِ   دبع  İşte  "Muhtar"ın  manası;
                           َ
                                       َ
                                                  ْ َ
                                               َ
                                     ُ
                               َ ْ
                                        ْ ُ
           "Mustafa"dır,  hem  İsm-i  Nebevîdir.  İncil'de,  İsa'dan  sonra  gelen  ve
           İncil'in birkaç Âyetinde "Âlem Reisi" Ünvanıyla müjde verdiği Nebinin
                                      ِ
                           ِ
                                       ِ
           tarifine dair:   كلٰذَك ه   تم   ُاو هب ل ِ   ت اقي دي   ٍ  ْ َ  ِ      م   ن     ح   د    بي       ق   ض َ   هعم İşte şu Âyet
                         َ
                                            َ ُ
                                                                ُ َ َ
                                ُ
                                    َ ى ُ
                                             ُ
                                                          ٌ
           gösteriyor  ki:  "Sahib-üs  Seyf  ve  Cihada  memur  bir  Peygamber
           gelecektir." Kadîb-i Hadîd, kılınç demektir. Hem Ümmeti de Onun gibi
           Sahib-üs Seyf, yani Cihada memur olacağını, Sure-i Feth'in âhirinde

            ه ِ ِ    قوس   ٰڌ   ع ىوت   ساف     غت   َل  َظ    ساف ه    زٰا   ر  َ َ َ َ    ف ه   َاْط    ر   ج     ش    خَا عرزَك  ِلي   جن ِ   هْا   ِ      ڇ    مهُلثم    و
                                                                           َ
                            َ
               ُ   َ   ٰ َ  ْ   ْ َ  ْ  ُ   ُ      َ َ َ  ْ ٍ ْ َ  ْ    ْ ُ    َ َ
                                   َ    ُك   ىف   را    لا م ِ ِ      بَ   َظيغي ِ  َ َ  ا  ع   ل    رزل    ا    بج   عي
                                                          ِ

                                                   ى ً
                                                            ْ ُ
                                    ْ ُ
                                                        ُ
           Âyeti,  İncil'in  şu  Âyeti  gibi,  başka  Âyetlerine  işaret  edib,  Muhammed
           Aleyhissalâtü Vesselâm Sahib-üs Seyf ve Cihada memur olduğunu İncil ile
           beraber ilân ediyor.

                  Tevrat'ın  Beşinci  Kitabının  Otuzüçüncü  Babında  şu  Âyet  var:
           "Hak Teâlâ, Tur-i Sina'dan ikbal edib bize Sâîr'den tulû' etti ve Fâran
           Dağlarında zahir oldu."
   160   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170