Page 170 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 170

172                                                                                                              MEKTUBÂT


                 Sual: Eğer desen: "Neden Hazret-i İsa Aleyhisselâm, her Nebiden
          ziyade müjde veriyor; başkalar yalnız haber veriyorlar, müjde sureti azdır."

                 Elcevab:  Çünki  Ahmed  Aleyhissalâtü  Vesselâm,  İsa  Aleyhis-
          selâm'ı yahudilerin müdhiş tekzibinden ve müdhiş iftiralarından ve Dinini
          müdhiş tahrifattan kurtarmakla beraber.. İsa Aleyhisselâm'ı tanımayan Benî
          İsrail'in suubetli Şeriatına mukabil, sühuletli ve câmi' ve Ahkâmca Şeriat-ı
          İseviye'nin noksanını ikmal edecek bir Şeriat-ı Âliyeye Sahibdir. İşte onun
          için çok defa, "Âlemin Reisi geliyor!" diye müjde veriyor.

                 İşte  Tevrat,  İncil,  Zebur'da  ve  sair  Suhuf-u  Enbiyada  çok
          ehemmiyetle, âhirde gelecek bir Peygamberden bahisler var, çok Âyetler
          var.  Nasıl  bir  kısım  nümunelerini  gösterdik.  Hem  çok  namlar  ile  o
          Kitablarda  mezkûrdur.  Acaba  bütün  bu  Kütüb-ü  Enbiyada  bu  kadar
          ehemmiyetle,  mükerrer  Âyetlerde  bahsettikleri,  Âhirzaman  Peygam-
          beri Hazret-i Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'dan başka kim ola-
          bilir?..

                 İKİNCİ KISIM İrhasattan ve Delail-i Nübüvvetten maksad şudur
          ki: Bi'set-i Ahmediyeden evvel, zaman-ı fetrette kâhinler, hem o zamanın
          bir derece Evliya ve Ârif-i Billah olan bir kısım insanları; Resul-i Ekrem
          Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  geleceğini  haber  vermişler  ve  ihbarlarını  da
          neşretmişler, şiirleriyle gelecek asırlara bırakmışlar. Onlar çoktur; biz, Ehl-
          i  Siyer  ve  Tarihin  nakil  ve  kabul  ettikleri  meşhur  ve  münteşir  olan  bir
          kısmını zikredeceğiz. Ezcümle:

                 Yemen  padişahlarından  Tübba'  isminde  bir  melik,  Resul-i  Ekrem
          Aleyhissalâtü  Vesselâm'ın  Evsafını  eski  Kitablarda  görmüş,  Îman  etmiş.
          Şöyle bir şiirini ilân etmiş:
                                                   ِ
          ِ    ِر  ه    مع   ٰ ڋا ِ    ى ر   مع    ىد      و   م  ْ ُ    َلف ِم   سنلا ى ِ  ِ    ن   ا   للّ   اب   ر  َ ٍ َ    م    لوسر      نَا   ه      دم   حَا         ٰ ڌع    ت   دهش
                                                                            ِ
                                                     ٌ
                                    ى
                                َ
                                                                           ْ َ
                                                                 ْ َ
                                                                         ُ َ
                       ْ ُ
             ْ ُ
                                                              َ ى ُ َ
                                   َ
                                                       ُ
                                    ٍمع    نبا    ه   و  ُ َ ْ    َل ا   ري   زو  تنُكل
                                                   ُ ْ َ
                                                َ
                                    َ َ
                                 ِّ          ا

                 Yani: "Ben Ahmed'in (A.S.M.) Risaletini tasdik ediyorum. Ben
          Onun zamanına yetişseydim, Ona vezir ve ammizade olurdum." (Yani,
          Ali gibi Ona fedai bir Hâdim olurdum.)

                 İkincisi: Meşhur Kuss İbn-i Sâide ki, kavm-i Arabın en meşhur ve
          mühim Hatibi ve Muvahhid bir Zât-ı Ruşenzamirdir. İşte şu Zât da, Bi'set-i
   165   166   167   168   169   170   171   172   173   174   175