Page 213 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 213

MU’CİZAT-I  AHMEDİYYE  ZEYLİNİN  BİR  PARÇASI                               215


                                               ِ ِ
             وه      ڋ     حو  ٰ َ      م  ا     ُلي   ع ٰ ڌ  ى ُ َ    َه   ن  ه  ِ ةش ِ ٍ    هد   م  ٍ   ةيِويح ن   م  هيَلع ى    وَط  َ َ ْ  ِ    مئ ا     ل   م ا     ي   ن  ِ  َ ا      ٰٓاد   مٰا ى    ِري   ا ل   س  ْ  ا   ىتل   ق     د
                                    ُ ْ َ
                                                ْ َ
                                       ى َ َ ْ
                 ُ
            َ ُ
               ِ ِ              ِ ِ   ِ
            َ     عي     ٰذل   ل   ك    ُ      طتڦ  ى      ة     و   ا   ىل     ذ    فلت   خمْل    ح   ي ا   ة ا   َ َ    ْلا    ِراوْط   َه   ِ ِم   ض   هْلا  ُ َ ْ    َك   ة    لم  هَل  ىذ    ا   ىل      دي  َ   ني   ا   ْل   و    ح  ِّ ُ  ا ل     د
                                  ْ ُ َ
                                                             ُ َ َ
                               َ َ
                    َ َ
                                              َ
                                                                    ُ
                     ْ
                                                         ِ
                             محم عدي ن
                                       ا   َا
              َذق    ِ  ُ ْ  )م     م   ن   ص ع(  د ى َ ُ ٰ ْ ُ ْ   اب ِ جاو ى      َا   ر    و س  ى  ا ل   ن ا ِ   نم    ل  يج  ْ  ِ ِ      ا   َل   هي     ُك   ىل      ب ِ   ذج َ ْ ْ    ي ن   َا
                                                           ٍ
                          ٌ
                                           َ
                                                            ْ َ
                                                َ ٰ
                                                        َ
                                                                       َ
                                                     ِ
                                                ِ
                                                                           ِ
                         ِ
                                ِ
               ل َ ِّ        ڇ     ح ِ      حجن     ثي  َ    ا   ْل   ح     د   َ ۊاعْل    َة   ا    ما   ع   ز ڋ   و ى    ت ا َ َ َ    ذا ه   َلث  م    و   جر    ن   َا د ِ      َا   ع   ت   ق    و ةي ِ ِ    نا   ْ ڤه   ْا
                    َ َ َ
                                                                         َ ى
                                  َ
                                                                   َ ْ َ ُ ى َ ا
                                         َ َ َ
                                                   ْ ُ
                                                        ُ
                                                                          ِ ِ ِ
                                                         ِ
                )   ىِمٰومعْلا     ْل   ح    صلاو ة َ َ    َلا   م َ    س ُ َ       ع ِ ٸ   ا   مْل  َ ْ    ي( ة  ى َ َ    َةم     و ا ل   س   ع   دا َ    َو ى َ َ  ا ل   س    َ ۊاع َ  ِ      ڇ     ْلا    ىلحَا   و ه    َو   ت    ك    م   ش ُ ْ
                        ً َ
                  ُ ُ
                                                                     َ َ
                                           ِ
                                … اهي  ِ  ا   َل   مو َ َ ْ    يْلَا   َ ۊاع َ    ْلا    َةج  َ َ    ش   ىد     ح ا  َ    َا ام   و
                                  ٰ ْ
                                                            َ َ

                  Tercümesinin bir hülâsası:
                  ________________________


                  Evet garb üleması ve feylesofları itiraf ve ikrar etmişler ki:
                  "İslâmiyetin Kanunları, yüksek bir tarzda Âlemin ıslahına kâfidir."

                  Hem  Külliyet-ül  Hukuk  Kongresinin  cem'iyetinde,  bütün  hukukiyyunun
           toplandığı  o  kongrede  1927  senesinde  onun  reisi  feylesof  üstad  Shebol  demiş  ki:
           "Muhammed'in (A.S.M.) beşeriyete intisabıyla bütün beşeriyet muhakkak iftihar eder.
           Çünki O Zât ümmi olmasıyla beraber, onüç asır evvel öyle bir Şeriat getirmiş ki; biz
           avrupalılar iki bin sene sonra Onun Kıymetine ve Hakikatine yetişsek, en mes'ud, en
           saadetli oluruz."

                  İkincisi veyahut Nur Çeşmesi'nin âhirine ilâve edilenlerle kırkbeşincisi olan
           Bernard Shaw demiş:

                  "Din-i Muhammedî'nin (A.S.M.) en yüksek makam-ı takdire çıkmasının sebe-
           bi: Gayet acib ve sağlam bir hayatı temin etmesidir. Bana açılan budur ki: O Din tek,
           yekta,  emsalsiz  bir  Din-i  Ferîd  olup,  bütün  muhtelif  ayrı  ayrı  hayatın  etvarlarını  ve
           çeşitlerini  hazmettiriyor.  Yani,  ıslah  ve  istihale  tarzında  tasfiye  ve  terakki  ettiriyor.
           Hem Muhammed'in (A.S.M.) Dini öyle bir Dindir ki, insanın ayrı ayrı bütün millet-
           lerini kendine celbedebilir. Ben görüyorum ve itikad ediyorum ki: Beşere vâcibdir ki
           desin:  "Muhammed  (A.S.M.)  insaniyetin  Halaskârıdır.  Ve  Halaskârlık  namı,  ona
           verilmek lâzımdır."

                  Hem diyor:

                  "Ben  itikad  ediyorum  ki:  Muhammed'in  misli,  yani  Sîretinde,  tarzında  bir
           adam şimdiki yeni Âleme reis olsa, hükmetse; bu yeni Âlemin müşkilâtını halledib, bu
           yeni  karmakarışık  Âlemde  Müsalemet-i  Umumiyeye  ve  Saadet-i  Hayatın  husulüne
           sebeb olacak. Evet, bu yeni Âlemin Müsalemet ve Saadet-i Hayatiyeye ne kadar şedid
           ihtiyacı var olduğunu herkes anlar!"
   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218