Page 405 - Risale-i Nur - Mektubat
P. 405

YİRMİDOKUZUNCU  MEKTUB –  DÖRDÜNCÜ  KISIM                                407

                 Üçüncü Nükte: "Dört Nükte"dir.

                 B  i  r  i  n  c  i    N  ü  k  t  e  :  Lafzullah,  mecmu'-u  Kur'anda  ikibin
                                              ِ
                                                                      ْ ِ
                                                                      ن
          sekizyüz altı defa zikredilmiştir.  ْ للّاْ ِ  ٰ  ْ ِم ْ  ْ ب'takilerle beraber Lafz-ı  ْمح ْ ر, yüz
                                                                            ٰ

                                                       رو
          ellidokuz defa; Lafz-ı مي   ح ْ ر, ikiyüz yirmi; Lafz-ı  ْف ْ  غ, altmışbir; Lafz-ı  ْر
                                                                            ب
                                                                            ْ
                                                         ُ



                                   ي
                                  م
          , sekizyüz kırkaltı; Lafz-ı  ْ   ك ْ ح, seksenaltı; Lafz-ı مي   لع, yüzyirmialtı; Lafz-
                                  ْ
                                  ُ


                        ْ
                        و
                         ْ
                          ْ
                         ه
          ı  ْ   ديْر    ْ ق,  otuzbir;  ْ َّلا ِ ْ اْه  ا ِ  ْ  لا ْ ْ ا ْ ٰل   'daki ْوه,  yirmialtı  defa zikredilmiştir. (Haşiye)

                         ُ
                                          ُ

          Lafzullah  adedinde  çok  Esrar  ve  Nükteler  var.  Ezcümle:  Lafzullah  ve
          Rab'dan sonra en ziyade zikredilen Rahman, Rahîm, Gafur ve Hakîm ile
          beraber Lafzullah,  Kur'an  Âyetlerinin  nısfıdır.  Hem  Lafzullah  ve  Allah
          Lafzı  yerinde  zikredilen  Lafz-ı ْبر ile  beraber, yine nısfıdır. Çendan  ْرْب



          Lafzı sekizyüz kırkaltı defa zikredilmiş, fakat dikkat edilse, beşyüz küsuru
          Allah lafzı yerinde zikredilmiş, ikiyüz küsuru öyle değildir.
                                 ْ ر ْ  ح
                          ْ ع ْ   ل
                 Hem;  مي ,  مي ,  ْمْ ِن  َّ   ٰ  ْ ر ْ ح ,  ْللّ ا  ve  ْوهْ  ْ َّلا ِ ْ اْ     ْ ْ ا هٰل  ا ِ  ْ  لا'daki  ْوه  adediyle
                                            ٰ
                                 َّ

                                                                      ُ
                                                    ُ
          beraber  yine  nısfıdır. Fark yalnız dörttür. Ve  ْهْو  yerinde Kadîr ile beraber,
                                                     ُ
          yine  Mecmu'-u  Âyâtın  nısfıdır.  Fark  dokuzdur.  Lafz-ı  Celal'in  mecmu-
          undaki Nükteler çoktur. Yalnız şimdilik bu Nükte ile iktifa ediyoruz.

                 İ k i n c i   N ü k t e : Sureler itibariyledir. Onun dahi çok Nükteleri
          var.  Bir  İntizam,  bir  Kasd  ve  bir  İradeyi  gösterir  bir  tarzda  Tevafukatı
          vardır. Sure-i Bakara'da, Âyâtın adediyle Lafz-ı Celal'in adedi birdir. Fark
                                                                             و
                                                                             ْ
          dörttür ki, ْللّ ا Lafzı yerinde dört  ْهْو  lafzı var. Meselâ:  َّلاْهْْو ُ    ِ     ا ِ  ْ  لا ْ ْ ٰلا ْ ه ْ ْ ا ْ   'daki  ْه
                    ٰ
                                                                              ُ
                                          ُ
          gibi.Onunla  muvafakat  tamam  olur.  Âl-i  İmran'da  yine  Âyâtıyla  Lafz-ı
          Celal  Tevafuktadır,  müsavidirler.  Yalnız  Lafz-ı  Celal,  ikiyüz  dokuzdur,
          Âyet  ikiyüzdür.  Fark  dokuzdur.  Böyle  Meziyat-ı  Kelâmiyede  ve  Belâgat
          Nüktelerinde küçük farklar zarar vermez, takribî Tevafukat kâfidir. Sure-i
          Nisa,  Maide,  En'am  üçünün  Mecmu'-u  Âyetleri,  mecmuundaki  Lafz-ı
          Celal'in  adedine  Tevafuktadır.  Âyetlerin  adedi dörtyüz altmışdört, Lafz-ı
          Celal'in  adedi  dörtyüz  altmışbir; ْللّا  ِ  ٰ  ْ ِْمب'taki  Lafzullah  ile  beraber   tam
                                               ِ

          Tevafuktadır. Hem meselâ: Baştaki beş Surenin Lafz-ı Celal adedi; Sure-i
          A'raf,  Enfal,  Tevbe,  Yunus,  Hud'daki  Lafz-ı  Celal  adedinin  iki  mislidir.
          Demek bu âhirdeki beş, evvelki beşin nısfıdır. Sonra gelen Sure-i Yusuf,
          Ra'd, İbrahim, Hicr, Nahl Surelerindeki Lafz-ı Celal adedi, o nısfın nısfıdır.
          Sonra Sure-i İsra, Kehf, Meryem, Tâhâ, Enbiya,
                 ------------------
                 (Haşiye): Kur'andaki âyâtın mecmu'-u adedi 6666 olması.. ve şu geçen 89. sahifede
          mezkûr Esma-i Hüsnanın adedi, 6 rakamıyla alâkadar bulunması; ehemmiyetli bir Sırra işaret
          ediyor.. Şimdilik mühmel kaldı.
   400   401   402   403   404   405   406   407   408   409   410