Page 123 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 123

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 125

           Kardeşlerinizden hariç dairelerde çok var. Ben nasıl sizin meziyetinizle
           iftihar  ediyorum,  o  meziyetlerden  ben  mahrum  kaldıkça,  sizde
           bulunduğundan memnun oluyorum, kendimindir telakki ediyorum. Siz
           de  Üstadınızın  nazarıyla  birbirinize  bakmalısınız.  Âdeta  her  biriniz
           ötekinin Faziletlerine naşir olunuz. Kardeşlerimizden İslâmköy'lü Hâfız
           Ali  Efendi,  kendine  rakib  olacak  diğer  bir  Kardeşimiz  hakkında
           gösterdiği  Hiss-i  Uhuvveti  çok  kıymetdar  gördüğüm  için  size  beyan
           ediyorum:
                  O  Zât  yanıma  geldi;  ötekinin  Hattı,  kendisinin  Hattından  iyi
           olduğunu söyledim. O daha çok Hizmet eder, dedim. Baktım ki; Hâfız
           Ali  Kemal-i  Samimiyet  ve  İhlas  ile,  onun  tefevvuku  ile  iftihar  etti,
           telezzüz  eyledi.  Hem  Üstadının  Nazar-ı  Muhabbetini  celbettiği  için
           memnun  oldu.  Onun  Kalbine  dikkat  ettim;  gösteriş  değil..  samimî
           olduğunu hissettim. Cenab-ı Allah'a şükrettim ki, Kardeşlerim içinde bu
                                              ِ
                                      للّٰا
           Âlî  Hissi  taşıyanlar  var.    ءآش  نا  bu  his  büyük  Hizmet   görecek.
                                        َ ه
                                             ْ َ
                                    ُ
           ِ ِ
             للّٰ دمحْلَا yavaş yavaş o his bu civarımızdaki Kardeşlere sirayet ediyor.
            ه ُ ْ َ
           Küçük bir latife:

                  Sohbet içinde sizden bahis geçti... Şükre dair mes'eleyi sordum:
           "Husrev'in yazdığını Re'fet Bey gördü mü?"
                  Bekir Ağa dedi:  "Evet  gördü ve dedi: "Çok  güzel, fakat acaba
           sen Kalem karıştırmadın mı?"
                  Husrev dedi: "Yok, kendi Nüshamda tam bütün gelmedi. Fakat
           Kendilerine yazdığım tam geldi."

                  Biraz münakaşa oldu...

                  Bu  münasebetle  Kardeşim  Re'fet  Bey'e  derim  ki:  Aslında
           Tevafuk  noksan  olsaydı,  zâten  ben  tavsiye  etmiştim  ki,  Kalem
           karıştırmasınlar. Asıl vaziyet bozulmasın. Bekir Ağa da gördü ki; asıl
           müsveddede çıkıntı olduğu halde, Tevafuk Husrev'in tarzında var. Onun
           için Husrev'in bir mehareti varsa Tevafuku bozmamış. Hattâ Mu'cizat-ı
           Ahmediye'deki  Salavat  Tevafukunda  tavsiye  etmiştim  ki;  kimse
           meharetini  karıştırmasın.  Fakat  asıl  müsveddelerde,  en  acemî  bir
           müstensihin nüshasında birkaçı müstesna bütün Tevafuktadır. Onun için
           sekiz  ayrı  ayrı  müstensihin  setredemediği  bir  Tevafuk,  elbette
           kuvvetlidir. Müstensihler bozmasınlar, Tevafuku getiremeyen bozuyor.
           Demek en büyük meharet odur ki, Tevafuku bozmasın. Çünki Tevafuk
           var.   Sen   de  Husrev'e   yardım  et  ki,  Hakikaten  mevcud  ve  matlub
   118   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128