Page 124 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 124

126                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          Tevafuku  denk  getirebilsin.  Çünki  yoktan  var  etmiyorsunuz,  hakikî
          Var'ı yok etmeyin.

                 Sözler'le alâkadar olanlara Selâm ve Dua ediyorum...

                                                               S a i d   N u r s î
                                          * * *
                 (Hâfız Ali'nin fıkrasıdır)

                 Eyyühe-l Üstad-ül Muhterem!

                 Yirmidokuzuncu  Mektub'un  Üçüncü  Kısmının  Dokuzuncu
          Mes'elesinde Emir buyurulan Hizmet-i Kur´ân'dan fakirin hissesine iki
          erkek  ve  bir  kız  çocuğu  düşmüş  imiş...  Aynı  Emri  alıp  gelirken
          düşünüyordum;  acaba  akraba-i  taallukatımda  çocuklar  var,  hangisini
          intihab  edeyim?  Benim  bu  düşünceme  manen  denilmiş  ki:  Hay  Ali!
          Kendi  re'yine  muhtar  değilsin.  Onun  intihabı  başka  kapıya  aiddir.  Üç
          gün sonra Yaşar ve Necati isminde iki çocuk, bana hem refik, hem Ders
          arkadaşı  ve  bir  derece  onlara  kalfa  olarak  tayin  edildim.  Çocuklar
          Hurufatı  tam  bilmedikleri  için  bazan  yazı  ile,  bazan  Kitabdan
          gösteriyordum.  Bir  ay  sonra  Kur´ân  okumaya  başladılar.  Beşinci  ay
                                 ِ ِ
          içinde     ۪ بر   ِلضف  ن ِ      م  اَذه  للّٰ دمحْلَا Hatme muvaffak oldular.

                      ْ َ
                  ِّ َ
                               ٰ
                                  ه ُ ْ َ
                          ْ

                 Mübarek Üstadım, bu hususu çok düşünüyordum ki; lâakal bir-
          iki  senede  Kur´ân  okumağa  liyakat  kesbedilirken,  me'mulün  hilafında
          meydana gelen bu Emr-i Azîm kimseye verilmez, ancak ve ancak İ’caz-
          ı  Kur´ân'ın o büyük  denizinin  reşhasıdır ve  İki  Cihan Fahri,  Nebiyy-i
          Âhirzaman  Peygamberimiz  Muhammed  Mustafa  Aleyhissalâtü
          Vesselâm'ın  Himmet-i  Maneviyeleriyle  o  İ’cazın  İzhar  ve  İntişarına
          memur  edilen  Üstadımın  Duası  gibi,  çok  büyük  kuvvetlerle  hasıl
          olduğuna, ben değil bu hale şahid, karyemizin ekserisi İman edip, tasdik
          ediyorlar. Bütün  köy  Ehl-i İmanı  namına,  bu  Emr-i Hayra vesile olan
          Üstadımıza,     صحي َلاو دعي َلا   teşekkürlerle   "Cenab-ı Hak   sizlerden
                                َ ِّ َ ُ
                         ٰ ْ ُ
          ebeden razı olsun" Duasını âciz lisanımla daima söylüyorum.

                 Üstadım, bir şey daha var ki, Emr-i Üstadanelerine intizardayım.
          O da şudur: Cenab-ı Hak İhsan ederse, dairenizin Şakirdini Hâfız Yaşar
          bu  kışta  bahara  sebeb  olup,  mütenevvi  çiçekleri  açmasına  nisan
          yağmuru misillü, vücudunuz o çiçekler arasında, bir Gül-ü Muhammedî
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129