Page 194 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 194

196                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          duygularımı  nakletmek  istemiyorum.  Çünki  bu  Dersin  nihayetindeki
          hususî  haşiye,  sanki  manen  beni  bir  müddet  Mektub  yazmaktan
          men'etti. Zahirî manalar da, bu işaretin doğrudan doğruya bu bîçareye
          aid olduğunu göstermektedir. Bu Nurlu Dersi bir defa (Onüçüncü Lem'a
          kısmını) İmam Ömer Efendi gibi arkadaşlara okuyabildim.

                 Sevgili  Üstadımın  Emirleri,  İşaretleri,  Dersleri,  Tenbihleri,
          İkazları, İrşadları, Tehdidleri, Şefkatleri hep Hakikatlıdır. Bugüne kadar
          söylenmişler  böyle  olmakla  beraber,  bundan  sonrakiler  de  aynı
          mahiyettedir.  Aslâ  şübhe  ve  tereddüdüm  yoktur.  Tabiî,  sevk-i  tabiî
          tesadüf değil. Hakikî, fıtrî Sevk-i  İlahî, Kader-i  Sübhanî, her işimizde
          hâkim.  Cüz'-i  ihtiyarımızla  seyyiatımızdan  mes'ul  olmakla  beraber,
          Hasenat Tevfik-i Huda ile olduğuna, Kur´ân-ı Bahir-ül Bürhan Şahid-i
          Sadıktır.

                                                                     H u l u s i
                                          * * *



                 (Eğirdir Müftüsüne son ihtar)

                                    ِ
                              هتاَك   ر َ َ َ ُ    ب و للّٰا  ُ ه    ة   محر و    مُكيَلع م   َلا   سلَا
                            ُ
                                         َ ْ َ َ
                                                          َّ ُ
                                                ْ ْ َ
                 Eski bir dost ve İlim noktasında bir arkadaş olmak üzere sizinle
          bir  hasb-i  hal  edeceğim.  İkimize  taalluk  eden  mühim  bir  musibet-i
          diniyeyi size haber veriyorum. Bunun telafisine mümkün olduğu kadar
          beraber çalışmalıyız. Şöyle ki:

                 Zâtınız,  herkesten  ziyade  Hizmetimize  taraftar  ve  hararetle
          himayetkâr  olmak  lâzım  gelirken,  maatteessüf  meçhul  sebeblerle
          aksimize  tarafgirane  ve  bize  karşı  soğukça  rakibane  baktığınızdan,
          oğlunuzu bu köyde yerleştirip ona dost-ahbab buldurmak için çalıştınız.
          Neticesinde  burada  öyle  bir  vaziyet  hasıl  olmuş  ki,  mahiyetini

                                                                 ِ
          düşündükçe  senin  bedeline  Ruhum  titriyor.  Çünki     ِ لعافْل اَك  بب   سلَا
                                                                   َ
                                                                            َّ َ
                                                                         ُ
          Kaidesince bu vaziyetten gelen günahlardan, seyyiattan siz mes'ulsünüz.
   189   190   191   192   193   194   195   196   197   198   199