Page 257 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 257

BARLA  LÂHİKASI                                                                                                 259

           ayrı  ayrı  çok  kuvvetli  bürhanlarını  mu'cizane  beyan  eden  o  Âyetlerin
           İlhamı  ile,  o  Âyetlere bir Tefsir yazmak niyetinde olduğum vakitte, bu


                                                     م
           suallerin  sorulması,  latif  bir  Tevafuktur.     هد   َلاوَا  و م   هج اوز   َا و   fıkra-
                                                                        َ ْ
                                                       ُ
                                                                    َ َ ْ
                                                                 ُ َ ْ َ ْ
           sını Dua ve Münacatımda ilâve ettiğim dakikada hatırıma geldiniz. Bu
           nev'  Duada  dahi  birinciliği  kazandınız.  Kalben,  Kalemen,  bilfiil
           alâkadar  olmak  şartıyla,  yirmidört  saatte  yüz  defa,  tasavvurca  beşyüz
           defa,  manevî  kazanç  ve  Duamda  hissedar  olmaya  müstehak  olmanızı
           arzu ettiğim bir vakitte bu sualleriniz, beni sizin hesabınıza çok mesrur
           etti ve bir beşaret oldu.
                                                                S a i d   N u r s î
                                           * * *


                                                                          ِ ِ
                     ِ
             ِ

                                                                  ِ
                                                                               ِ
              َّلاا  ء   َ شَ نم    ن    ِ      او    نهي ۪ ِ    ن     ف    مو     ض   ر   َلاْا   و عب    ا ل   س    ت ا   وم   سلا  هَل ح   ب    ن     ُ تَ    م  همساب
                ْ  ْ       َّ َ ْ  َ    ْ ُ َ ْ  َ  َّ ُ ْ  ُ  َّ َ ٰ  ُ  ِّ  َ ُ  َ ْ  ْ
              ِ
                  ِ
                          ِ ِ
                                                                       ِ
                                                                   ِ ۪
                 تا   رشاع د   دعب ه   تاَكر   ب و   ِ   للّٰا     ةمح   ر و     َلا   م    سل ا مُكيَل   ع و    ه   ۞      دمحب  ُ    ب   ح    ِ ِّ    يُ
                                 َ
                                                       ُ ْ
                                        ُ ه َ َ
                        َ َ
                     َ
                             ُ ُ
                                            َ َ ْ
                                                                           َ ُ
                                                                    ْ َ
                                                   َّ ُ َ
                 َ
                                                            َ َ
                                  ِ
                           ةي ِ ِ  َ َ    ا   ْل اع   ف    و ةمَلاسل  ِ    اب    للّٰا    ر      مع  م   ُكِرمع    ق ِ   ئاقد
                                                   َّ ُك   م
                                                      ْ َ َ ُ ه
                                                                 َ َ
                                َ َ
                                      َّ
                                                              ُ ُ
                                           ُ
                                                          ْ
                  (Hulusi Bey'e hitabdır)

                  Aziz Kardeşim!

                  Evvelâ: Mektubun bana tesir etti. Fakat Hakikatı düşündüm, o
           teessür  gitti.  İşte  Hakikat  şudur  ki:  Mabeynimizdeki   münasebet   ve
                    للّٰ
                      ا
           Uhuvvet       ءآش  ْ َ  ِ   ا   ن     hâlis ve Lillah için olduğundan, zaman ve mekânla

                       َ ه
                   ُ
           mukayyed olmaz. Bir şehir, bir vilayet, bir memleket, belki küre-i arz,
           belki  dünya,  belki  Âlem-i  Vücud  iki  hakikî  dost  için  bir  Meclis
           hükmündedir.  Böyle  dostluk  ve  Kardeşliğin  firakı  yok,  hep  visaldir.
           Fâni, mecazî, dünyevî dostluklar sahibleri firakı düşünsün, bize ne?

                  Mezhebimizde (mesleğimizde) firak  yok. Sen nerede bulunsan,
           şu Kardeşin ile ellerinizdeki Sözler vasıtasıyla Sohbet edebilirsin. Ben
           de istediğim zaman, seni yanımda Dergâh-ı İlahîye beraber el açıp niyaz
           etmek  suretinde  görebilirim.  Eğer  Kader  sizi başka bir yere gönderse,
              ا
                    تخا ا
           للّٰ
              ه   را َ ْ  َ      ۪ ف     م    يْخ    َا   ْل    Hükmünce   kemal - i  rıza  ile  teslim  ol.

                              َ
                َ ُ ه
           ُ
                            ُ ْ
   252   253   254   255   256   257   258   259   260   261   262