Page 292 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 292

294                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          bir  Azametle,  yirmisekiz  bin  Âleme  İmamlık  eden,  Ders  veren  o
          Furkan-ı  Ezelî'nin  hadsiz  Kerametlerinden  bir  Kerameti  ve  nihayetsiz
          Mu'cizelerinden kıvılcım-misal küçük bir Lem'ası idi.

                 Cenab-ı Hak Dergâh-ı İzzetinde kabul buyursa benim gibi, zillet
          ve meskenet her tarafını kaplayan kusurlu, âciz bir abd için, ne büyük
          bir    Saadet.    İşte    Sevgili    Üstadım!    Himmet - i   Âlîniz     ki    ve


           ك
              َلا ْ    ْا   َلا   ف   تقَلخ  ام    َ    َل  َك   َلاوَل  َك   َلا   وَل Hitab-ı İzzetine mazhar olan Menba'-ı
             َ
                    ُ ْ َ
                                        ْ
                                  ْ
          Füyuzat Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin Himemat-ı Kudsiyeleri ile
          ve refik olan Kur´ân-ı Azîmüşşan'ın Kerametleri ile ve Cenab-ı Vâcib-ül
          Vücud  Hazretlerinin  Müsaade  ve  Lütufları  sayesinde  ve  yine  onların
          Rızası uğrunda, Ümmet-i Muhammed (A.S.) için vasıta olup yazdırılan
          bu Kur´ân-ı Kerim'i size takdim ederken; fakir Talebeniz size ciddî bir
          Talebe,  hakikî  bir  Kardeş,  muti'  bir  evlâd  ve  Peygamber-i  Zîşan
          Efendimiz Hazretlerine Ümmet ve Hallak-ı Kerim'e de kemter bir kul
          olabilmek dilekleri ile el ve eteklerinizden kemal-i ta'zim ve hürmetle
          öperim Efendim Hazretleri.
                                                                Fakir Talebeniz
                                                                Ahmed Husrev

                                          * * *

                 (Milas'lı Halil İbrahim'in fıkrasıdır)

                 Efendim!

                 İsterim  ki  Yirmiyedinci  Mektub'un  tatlı  Sadâları  içerisinde
          benim de boğuk sesim çıksın, lâkin heyhat o maden-i esrar bahrinden
          dem  vurmak  haddim  değil.  Benim  arzum  ve  iştiyakım,  o  gülistana
          girebilmek ve o güzel güllerden koklamak, yoksa onun tavsifinde âciz
          ve  kasırım.  Gerçi  Kalbimde  galeyan  eden  manalar  çoktur.  Lâkin  her
          nedense, lisan hissiyatımızın tercümanı olamıyor.

                 Şu kadar diyebilirim ki; elimde mevcud Risaleler ve Fihristede
          gördüğüme nazaran, Risale-i Nur Eczaları bir Şecere-i Nuraniyedir ki,
          dalları  aktar-ı  arza  Neşr-i  Envâr  ediyor  ve  ilâ-nihaye  edecektir.
          Karanlıklı  bir  gecede,  Semadaki  yıldız  ve  kamerler,  zemin  yüzünde
          nasıl    rehberlik    ederlerse,    Risale - i  Nur Eczaları   da   öyledir.   Ve
          zulmette    Nura    ihtiyaç   ne   ise,   Risale - i  Nur   Eczaları   da   odur.
   287   288   289   290   291   292   293   294   295   296   297