Page 340 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 340

342                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

                                                 ِ
                                              ِ
                                      ِ
                                                            ِ ِ
                        ۪ ِ
                                ِ
                          هدم َ ْ  ِ    ح     ب   ح  ُ    بيُ     َّلاا         ء    ْ    َ شَ    نم    ن      او                ه      مسا ِ   ب
                                                  َ ْ
                                 َ ُ
                                             ْ
                                                              ْ
                                ِّ
                                    ِ   ة ا   للّٰ    و   ب   ر   َك ا   ت   ه  ُ ه َ َ َ ُ ُ    مح   ر    و مُك    َل   ي    ع مَلا   سل   َا
                                                          َّ ُ
                                                     َ ْ ْ
                                              َ َ َ ْ
                 Aziz, Sıddık, Gayyur, Ciddî Kardeşlerim Re'fet Bey, Husrev
          Efendi!

                 Sizler  çokların  medar-ı  intibahı  oldunuz  ve  hüsn-ü  misal
          oldunuz.
            ِ
           ِ
             عا   فْل اَك   بب   س لَا  Sırrınca  vasıtanızla  ve  size  iktida  ile  Hizmet-i
          ل
              َ
                        َّ َ
                     ُ
                                                                       للّٰا
          Kur´âniyeye  girenlerin  kazandıkları  Hasenatın  bir   misli,     ءآش  ْ َ  ِ   ا   ن
                                                                        َ ه
                                                                     ُ
          Sahife-i A'malinize geçer. Bu defaki, isimlerini yazdığınız Hâfız Bekir,
          Hâfız Tahir, Hâfız Şükrü Efendileri Kardeş kabul ettim. Talebe olmağa
          da  çalışsınlar,  Selâmımı  onlara  tebliğ  ediniz.  Size  bu  defa  Avam-ı
          Mü'minîn  hakkındaki  Keramete  benzer  işler  nev'inden  ve  Ma'venet-i
          İlahiye tesmiye edilen iki cüz'î hâdiseyi söyleyeceğim:

                 Birincisi:   Bir-iki   arkadaşımız   Ondokuzuncu     Mektub'u
          yazmışlar.  Birisinin  dördüncü  Cüz'ünde  Salavat-ı  Şerife  iki-üç  sahife
          müstesna  üç-dört  Salavattan  başka  bütün  Salavatlar  birbirine  bakıyor.
          Ben  de  hayrette  kalarak  işaretler  koydum.  Diğerinde  ikinci,  üçüncü
          Cüz'ünde  beş-altı  sahife  müstesna,  bütün  sahifelerde  Salavatları
          birbirine müvazi, birbirine bakıyor, işaretler vaz'ettim. Kime gösterdim,
          hayrette  kaldı.  Görenler  müttefikan  karar  verdiler  ki,  umum  Sözler'de
          manevî  İ’caz-ı  Kur´ân'ın  bir  Şuaı  in'ikas  ettiği  gibi,  Ondokuzuncu
          Mektub'dan  bilhassa  Mu'cizat-ı  Ahmediye'nin  bir  nev'  Şuaı  Salavat-ı
          Şerife suretinde in'ikas etmiştir. Hem görenler karar verdiler ki, Sözler'e
          mahsus bilhassa Ondokuzuncu Mektub'a has bir Tarz-ı Hatt var. Eğer o
          tarz Hatt'a tevfikan yazılsa, çok garib Letafetler görünecektir. Her vakit
          musırrane,  her  yazana  "seyrek  ve  güzel  yazınız"  derdim.  Şimdi
          anlaşılıyor  ki,  o  manevî  has  Hattı  tavsiye  etmek  için,  İntak-ı  Hak
          kabilinden bana söylettiriliyordu. Şu Hakikatı ve manevî Tarz-ı Hatt'a
          en  yakın,  Küçük  Hâfız  Zühdü'nün  ve  Eşref'in  ve  Kuleönlü
          Mustafa'nındır ki, o muvafakat, müvazenet onların Hattında daha ziyade
          görünüyor. Her vakit ben görüyordum, dikkatli yazanlarda bazı bir satır
          atlıyor, bir Kelime yanlış yazmayan bir satır yanlış yazıyordu. Meğerse,
          Sözler'deki  fevkalâde  bir  Letafetin  eseri  olarak Tevafukat atlattırıyor.
   335   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345