Page 346 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 346

348                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          veyahut  nümuneleri  olan  Havass-ı  Hamse-i  Zahirî,  Havass-ı  Hamse-i
          Bâtına  diye  o  Letaif-i  Aşereyi  başka  bir  surette  Hikmetlerine  esas
          tutmuşlar.

                 Hattâ avam ve Havas beyninde tearüf etmiş olan insanın letaif-i
          aşeresi,  Ehl-i  Tarîkın  Letaif-i  Aşeresi  ile  münasebetdardır.  Meselâ
          vicdan, a'sab, hiss, Akıl, heva, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi
          letaifi Kalb, Ruh ve Sırra ilâve edilse Letaif-i Aşereyi başka bir surette
          gösterir. Daha bu Letaiften başka Saika, Şaika ve Hiss-i Kabl-el Vuku'
          gibi çok Letaif var.  Bu  mes'eleye dair  Hakikat  yazılsa çok uzun olur,
          vaktim de kısa olduğundan kısa kesmeye mecbur oldum.

                 Senin ikinci sualin olan, mana-yı ismî ile Mana-yı Harfînin bahsi
          ise; İlm-i Nahvin umum Kitabları başlarında o mes'ele izah edildiği gibi,
          İlm-i  Hakikatın  Sözler  ve  Mektubatlar  namındaki  Risalelerinde
          temsilâtla  kâfi  beyanat  vardır.  Senin  gibi  zeki  ve  müdakkik  bir  zâta
          karşı, fazla izahat fazla oluyor. Sen âyineye baksan, eğer âyineye şişe
          için bakarsan, şişeyi kasden görürsün, içinde Re'fet'e tebeî, dolayısıyla
          nazar  ilişir.  Eğer  maksad, mübarek sîmanıza bakmak için âyineye bak-
                                                   ِ
                                                  ۪
                                                ي
          tın,  sevimli  Re'fet'i  kasden  görürsün.   قل اخْل    ن   ا    س   حَا  ُ ه    ا   للّٰ      َكرا   ب َ َ َ َ    تف  der-

                                                     َ
                                                َ
                                                            ْ َ ُ
          sin. Âyine şişesi tebeî, dolayısıyla nazarın ilişir. İşte birinci surette âyine
          şişesi mana-yı ismîdir. Re'fet Mana-yı Harfî oluyor. İkinci surette âyine
          şişesi Mana-yı Harfîdir, yani kendi için ona bakılmıyor, başka mana için
          bakılır ki akistir. Akis mana-yı ismîdir.
               ۪ ِ
               ه

                س
          Yani   ف َ ْ  ًن     ۪ ف     ن  َ ْ     َ    َّلد     ع ٰ ل     م   ع  َ   olan tarif-i isme bir cihette dâhildir. Ve âyine
             ۪
              ِ
          ise    َغ  ًن     ۪ ف       َ   د   َّل     ع ٰ ل     عم   olan Harfin tarifine mâsadak olur.
             ه
              يْ
               ْ       ْ َ  َ
          Kâinat Nazar-ı Kur´ânî ile, bütün mevcudatı Huruftur, Mana-yı Harfiyle
          başkasının  manasını  ifade  ediyorlar.  Yani  Esmasını,  Sıfâtını
          bildiriyorlar.  Ruhsuz  felsefe  ekseriya  mana-yı  ismiyle  bakıyor,  tabiat
          bataklığına  saplanıyor.  Her  ne  ise...  Şimdi  çok  konuşmaya  vaktim
          yoktur.  Hattâ  Fihristenin  en  kolay,  en  mühim,  en  âhir  parçasını  dahi
          yazamıyorum. Senin Ders arkadaşların, bilhassa Husrev, Bekir, Rüşdü,
          Lütfü, Şeyh Mustafa, Hâfız Ahmed,
   341   342   343   344   345   346   347   348   349   350   351