Page 366 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 366

368                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

          hüsn-ü  kabule  mazhariyeti,  zayıf  ve  âciz,  fakir  Hizmetkârınız  ve
          iktidarsız, idraki nâkıs, ihatası dar, şuuru muhtel Talebenizi ne derece
          sevinç ve sürura kalbettiğini tarif edemem.

                 Böyle manevî ve kudsî takdirata mazhar buyurulan ve bizim gibi
          günahkârlara,  otuz  senelik  iştiyakla,  on  senelik  Münacat  ve  Niyaz
          mukabilinde siz Üstadımızı ihsan buyuran ve kullarının isyanlarına bak-

                                                     ل

                                                      ب
          mayarak  her  istediklerini  bilen,  işiten  ve      َ َ  ا   ام  ًغَلا َ   ب  veren ve bütün
                                                    غَ
          mükevvenatı  Yed-i  Kudretinde  tutan  ve  herşeye  Sahib  ve  Mâlik  ve
          Hâkim bulunan Cenab-ı Hak ve Feyyaz-ı Mutlak Hazretlerine ne suretle
          hamd ve şükür edeceğimi bilemiyorum.

                Kıymetli Üstadım.. Siz tavassut buyurunuz, değersiz Hizmetimizle,
          pek az ve kısa olan şu dünya hayatı içinde belki bir katre mesabesindeki

          hamd ve şükrümüzü          ب      قت Sırrına mazhar buyursun  ا  َ ه    نا     ٓش ا   ء    ْ َ  ِ  .
                                                               للّٰ

                              للّٰ
                                ا

                                    َ َ َّ َل
                              ه
                                                               ُ
                 Mektubat  Risalesinin  İkinci  Mektubunu  daima  hatırlayarak  bu
          Emirlerinize riayet etmeye çalıştığım halde bir mücbir-i gaybî bendenizi
          tahrik ederek, İkinci Mektub'a muhalefete sevk ediyor.

                 Niyetim hâlis, sadakat ve merbutiyetim ciddî ve çok sağlam. Her
          türlü riyadan ârî ve hiçbir maddî menfaata matuf ve müstenid olmayan,
          Allah  Rızası  yolunda,  Kur´ân  namına  ve  Risalet-ün  Nur'a  Hizmet
          gayesine matuf ve bilhassa bizim gibi âciz, âsi ve günahkârların Hidayet
          ve İrşad ve Îsaline ve ehl-i dalaleti ve ehl-i bid'ayı Tarîk-ı Hakka davet
          ve  Hakaik-i İmaniyeye  hâdim bir Kudsî Zât, bizlere ve memleketimize
            للّٰا   ِ    و   د   عي   ة  َ َ َ ُ ه    olarak  ihsan  buyurulmuş.  Kıymetli  misafirimiz  nasılki  biz

          günahkârların manevî yardımına koşuyor ve gece ve gündüz Mağfiret-i
          İlahiyeye  ve  İrşadımıza  çalışıyorsa,  bizler  de  bu  Aziz  Misafirimizin
          maddî yardımına seve seve ve iştiyakla ve ancak Allah için koşmak ve
          çalışmak vazifesiyle mükellef bulunduğumuzu hissediyoruz.

                 Hem bizlere Kur´ân ve Hazret-i Peygamber (A.S.M.) emrediyor:

               َ َ َ ُ    ت   ع ا   و   ن و ا   (gurabaya muavenet)...
                 Af dilerim, Kıymetli ve Sevgili Üstadım.. Bilirim ki, hediyeleri
          kabul  etmiyorsun.  Fakat  Zekat  ve  Sadaka  gibi  muaveneti,
          arkadaşlarımızın ısrarı üzerine yazmağa mecbur oldum. Hem de maddî
          ihtiyaçlarınıza,
   361   362   363   364   365   366   367   368   369   370   371