Page 368 - Risale-i Nur - Barla Lahikası
P. 368

370                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN

                 (Abdurrahman Tahsin'in fıkrasıdır)

                 Ey yüce Üstad!

                 Risale-i Nur Dairesi içine kabul ve bu Âb-ı Kevser-i Hayat ile
          Menba'-ı  Feyz-i  İman,  gayet  değerli  ve  kıymetdar  bu  ebedî  Ders  ile,
          kendimi  daima  mes'ud  ve  bahtiyar  addediyorum.  Yalnız  Sür'at-i
          Kalemim olmadığından,  yazıyı  biraz te'hirinden müteessirim.  Sehil  ve
          muvaffakıyetime hayırlı Dualarınızı rica eder, kemal-i edeble Ellerinizi
          öperim, muhterem Üstadım.

                 Rûz sâim, leyl kaim,
                 Çû Makam-ı Âşıkan
                 Leyle-i Nısf-ı Regaib,
                 Târik-i dünya ve tâib.

                 Naşir-i Risale-i Nur,
                 Bediüzzaman muhibb-i Bâz-ı Geylan.
                 Ey Ferîd-i Asr-ız Zaman
                 Sensin Hakîm-i Kalbân.
                                                                                                Fakir Talebeniz
                                                         Abdurrahman Tahsin

                                          * * *
                 (Ahmed Nazif'in bir parça Mektubundandır)

                 Maddî  ve  manevî  borcumuz  olan  Hizmetleri  îfadan  kendimizi
          çekmek, hissizlik ve bîganelik fıtratımızda ve yaradılışımızda yoktur ki
          kalalım.  Madem  Cenab-ı  Hâlık-ı  Rahîm  bizleri  insan  yaratmıştır.
          İnsanlığın emrettiği Vezaifin binde birini dahi îfa edemediğimiz halde
          büsbütün nasıl bîgane kalalım.

                 Bu  hususta  mazur  görmenizle  beraber,  azimkâr  ve  cefakâr  ve
          fedakâr ve hadsiz mütehammil, garib ve kudsî ve aziz bir misafirimiz
          olan  çok  Kıymetli  Üstadımızın  biz  âsi  ve  günahkârların  Kalblerini
          Nurlarla  doldurduğu  halde,  mukabil  borcumuzu,  maneviyata
          uzanamadığımızdan  ancak  değersiz  ve  kıymetsiz  olan  maddiyatla
          ödeyebiliriz  zannıyla  teselli  bulmaktayız.  Af  buyurunuz  Üstadım..
          Dellâl-ı  Kur´ân'ın  nidalarını  işiten  hangi  Müslüman  vardır  ki,
          kulaklarını tıkasın. Hâşâ.. sümme hâşâ...

                 Nurlarınızın  Şuaı  gözlerimizi  kamaştırıyor.  Kalblerimizi  bütün
          safiyetiyle  Allah'a,  Kur´ân'a,  ve Resul-i Mücteba'ya  (A.S.M.) ve o iki
   363   364   365   366   367   368   369   370   371   372   373