Page 232 - Ehl-i Sünnetin Önemi
P. 232
HARUN YAHYA
taraf›ndan tehdit edilen bir geyik sürüsünde, daha h›zl› koflabi-
len geyikler hayatta kalacakt›r. Böylece geyik sürüsü, h›zl› ve
güçlü bireylerden oluflacakt›r. Ama elbette bu mekanizma, ge-
yikleri evrimlefltirmez, onlar› baflka bir canl› türüne, örne¤in
atlara dönüfltürmez.
Dolay›s›yla do¤al seleksiyon mekanizmas› hiçbir evrimleflti-
rici güce sahip de¤ildir. Darwin de bu gerçe¤in fark›ndayd› ve
Türlerin Kökeni adl› kitab›nda "Faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤› süre-
ce do¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" demek zorunda kalm›flt›.
(Charles Darwin, The Origin of Species: A Facsimile of the First Editi-
on, Harvard University Press, 1964, s. 189)
Lamarck'›n Etkisi
Peki bu "faydal› de¤ifliklikler" nas›l oluflabilirdi? Darwin,
kendi döneminin ilkel bilim anlay›fl› içinde, bu soruyu La-
marck'a dayanarak cevaplamaya çal›flm›flt›. Darwin'den önce
yaflam›fl olan Frans›z biyolog Lamarck'a göre, canl›lar yaflamla-
r› s›ras›nda geçirdikleri fiziksel de¤ifliklikleri sonraki nesle ak-
tar›yorlar, nesilden nesile biriken bu özellikler sonucunda ye-
ni türler ortaya ç›k›yordu. Örne¤in Lamarck'a göre zürafalar
ceylanlardan türemifllerdi, yüksek a¤açlar›n yapraklar›n› yemek
için çabalarken nesilden nesile boyunlar› uzam›flt›.
Darwin de benzeri örnekler vermifl, örne¤in Türlerin Köke-
ni adl› kitab›nda, yiyecek bulmak için suya giren baz› ay›lar›n za-
manla balinalara dönüfltü¤ünü iddia etmiflti. (Charles Darwin, The
Origin of Species: A Facsimile of the First Edition, Harvard University
Press, 1964, s. 184)
Ama Mendel'in keflfetti¤i ve 20. yüzy›lda geliflen genetik bi-
limiyle kesinleflen kal›t›m kanunlar›, kazan›lm›fl özelliklerin son-
230