Page 137 - Hz. Musa (as)
P. 137
Harun Yahya (Adnan Oktar)
Gözü ve kulağı, ka-
mera ve ses kayıt
cihazları ile kıyas-
ladığımızda bu or-
ganlarımızın söz
konusu teknoloji
ürünlerinden çok
daha kompleks,
çok daha başarılı,
çok daha kusursuz
tasarımlara sahip
olduklarını görü-
rüz.
oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçerlidir. Dış kulak,
çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta kulağa iletir; orta
kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç kulağa aktarır; iç kulak da bu
titreşimleri elektrik sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir. Aynen gör-
mede olduğu gibi duyma işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekle-
şir. Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese de ka-
palıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de olsa beynin
içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde algılanır. Ses ge-
çirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersiniz, kalabalık bir
ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama o anda hassas bir cihazla beyni-
nizin içindeki ses düzeyi ölçülse, burada keskin bir sessizliğin hakim oldu-
ğu görülecektir.
Net bir görüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa,
ses için de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri bu ça-
lışmalardan bazılarıdır. Ancak, tüm teknolojiye, bu teknolojide çalışan bin-
lerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın oluşturduğu netlik ve kalitede
bir sese ulaşılamamıştır. En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kali-
135