Page 220 - Risale-i Nur - İşaratü'l-İcaz
P. 220
222 İŞÂRÂT-ÜL İ’CAZ
Kur'an Bütün Dinî Kitablara Faiktir
Alman âlimlerinden ve müsteşriklerinden Jochahim Du Rulph
(Yoahim Dü Raf) Kur'anın sıhhate verdiği ehemmiyetten bahsederken
şu sözleri söylüyor:
İslâmiyetin şimdiye kadar Avrupa muharrirlerinden hiçbirinin
nazar-ı dikkatini celbetmeyen bir safhasını bahis mevzuu etmek
istiyorum. İslâmiyetin bu safhası, onun sıhhatı muhafaza için
vukubulan Emirleridir. Evvelâ şunu itiraf etmek lâzımdır: Kur'an, bu
nokta-i nazardan bütün dinî Kitablara faiktir. Kur'anın tarif ettiği basit
fakat mükemmel sıhhî kaideleri nazar-ı dikkate alırsak; bu Mukaddes
Kitab sayesinde bütün dünyanın bazı kısımlarıyla, haşarat mahşeri olan
Asya'nın, müdhiş bir tehlike olmaktan kurtulduğunu görürüz. Müslü-
manlık nezafeti, temizliği, nezaheti bütün sâliklerine farz etmekle,
birçok tahribkâr mikropları imha etmiştir.
JOCHAHİ
Kur'an Âyetleri İslâmiyetin muhteşem bünyesinde altun bir
kordon gibi işlenmiştir
Sembires Encyclopedia namıyla intişar eden İngilizce muhit-ül
maarifte, Müslümanlıktan şu suretle bahsolunmaktadır:
İslâm Peygamberinin Seciyesini aydınlatan Kur'an Âyetleri, son
derece mükemmel ve son derece müessirdir. Bu kısım Âyetler,
Müslümanlığın Ahlâkî Kaidelerini ifade eder. Fakat bu Kaideler, bir-iki
Sureye münhasır değildir. Bu Âyetler, İslâmiyetin muhteşem
bünyanında, altundan bir kordon gibi işlenmiştir. İnsafsızlık, yalancılık,
hırs, israf, fuhuş, hıyanet, gıybet; bunların hepsi Kur'an tarafından en
şiddetli surette takbih olunmuş ve bunlar, reziletin tâ kendisi tanınmıştı.
Diğer taraftan Hüsn-ü Niyet sahibi olmak, başkalarına iyilik etmek,
İffet, Hayâ, Müsamaha, Sabır ve Tahammül, İktisad, Doğruluk,
İstikamet, Sulhperverlik, Hakperestlik, herşeyden fazla Cenab-ı Hakk'a
İtimad ve Tevekkül, Allah'a itaat... Müslümanlık nazarında Hakikî
İman Esasları ve Hakikî bir Mü’minin başlıca sıfatları olarak
gösterilmiştir.
Resul-i Ekrem İdrak ve Şuur timsalidir
Profesör Edward Monte, "Hristiyanlığın İntişarı ve Hasmı Olan
Müslümanlar" ünvanlı eserinin 17 ve 18'inci sahifelerinde diyor ki: