Page 478 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 478
Yaflam›n fiafl›rt›c› Kompleksli¤i
Yarat›l›fl gerçe¤inin aç›kça fark edilmesine sebep olan en önemli ç›k›fl nok-
tas›, yaflam›n Darwin zaman›nda hayal bile edilemeyen kompleksli¤idir. Le-
high Üniversitesi'nden biyokimya profesörü Michael J. Behe, 1996 y›l›nda ya-
y›nlanan Darwin's Black Box (Darwin'in Kara Kutusu) adl› kitab›nda, canl›l›k-
taki kompleksli¤in keflfedilmesinden flöyle söz eder:
1950'lerin ortalar›ndan beri biyokimya bilimi, moleküler düzeyde yaflam›n ça-
l›flmalar›n› aç›kl›¤a kavufltur-
maktad›r. Darwin, 19. yüzy›l- ‹srailli fizikçi ve moleküler
daki geliflim derecesiyle bilim; biyolog Gerald Schroeder
görme, ba¤›fl›kl›k sistemi veya hareket meka-
nizmalar› gibi sistemlerin iflleyifllerini dahi tahmin edemi-
yordu. Modern biyokimya ise bu ve benzeri fonksiyonlar› gerçekleflti-
ren moleküllerin tan›mlanmas›na yol açt›. Önceleri, yaflam›n temelleri-
nin basit bir esasa dayal› oldu¤u düflünülmekteydi. Oysa bu beklenti
art›k tamamen yok olmufltur. Görme, hareket mekanizmalar› ve di-
¤er biyolojik fonksiyonlar›n, televizyon kameralar› ve otomobil-
lerden daha az karmafl›k olmad›¤› kan›tlanm›flt›r. Bilim, yaflam›n
kimyas›n›n nas›l flekillendi¤ini anlayabilmek için oldukça büyük
at›l›mlar yapm›flt›r. Fakat biyolojik sistemlerin moleküler seviye-
deki hassas düzeni ve kompleksli¤i, bunlar›n kökenlerinin aç›k-
lanmas› konusunda bilimi felce u¤ratm›flt›r... Pek çok bilim adam›
kendilerine fazlaca güvenerek, aç›klamalar›n çoktan ellerinde ol-
du¤unu öne sürmüfltür. Veya çok yak›nda bu aç›klamalara ulafla-
caklar›n› söylemifller fakat profesyonel bilim literatüründe iddiala-
r›na bir destek bulamam›fllard›r. Daha önemlisi, sistemlerin kendi ya-
p›lar› incelendi¤inde, yaflam mekanizmalar›n›n Darwinist bir yaklafl›m-
la asla aç›klanamayaca¤› ortadad›r. 13
Peki hücrenin içinde bu denli kompleks olan ne vard›r? Behe,
sorunun cevab›n› flöyle özetler:
1950'lerden k›sa bir süre sonra bilim, yaflayan organizmalar› mey-
dana getiren moleküllerin bir k›sm›n›n özelliklerini ve flekillerini
belirleyebilecek bir noktaya geldi. Yavafl yavafl, uzun çal›flmalar
sonucu pek çok biyolojik molekülün yap›s› keflfedildi ve bunla-
r›n çal›flma yöntemleri say›s›z deney ile kan›tland›. Toplanan so-
nuçlar ise yaflam›n makineler üzerine kurulu oldu¤unu göster-
mektedir. Bu makineler, moleküllerden oluflmufltur! Moleküler
makineler yüklerini hücre içindeki bir yerden di¤erine, yine di¤er
moleküller taraf›ndan meydana getirilen "anayollar" ile tafl›rlar. Bu
arada di¤erleri hücreyi bir flekilde sabit tutabilmek için kablo, ip ve
makara göreviyle hareket ederler. Makineler hücreye ait flalterleri aç›p
kaparlar, bazen hücreyi öldürürler veya aksine geliflmesini sa¤larlar. Gü-
nefl enerjisiyle çal›flan makineler fotonlar›n enerjisini ele geçirir ve bunla-
r› kimyasal maddeler içinde saklarlar. Elektrikli makineler, ak›m›n si-
nirlerden geçmesini sa¤lar. Üretim yapan makineler kendileri gibi
baflka moleküler makineleri infla ederler, ve kendilerini de. Hücre,
makineler kullanarak yüzer, makinelerle kendisini kopyalar, ma-
476 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3