Page 474 - Yaratılış Atlası 3. Cilt
P. 474

deydi. Darwin 1871'de Joseph Hooker'a yazd›¤› mektupta flöyle diyordu:

                                                      Genellikle deniyor ki, bir yaflayan organizman›n ilk üretimi için gerekli koflullar
                                                       flimdi mevcut oldu¤una göre, bu koflullar her zaman mevcut olmal›yd›. Ama e¤er
                                                        tüm amonyak ve fosforik tuzlar›n bulundu¤u, ›fl›k, ›s›, elektrik vs.nin var oldu¤u
                                                         küçük s›cak bir gölde, bir protein bilefli¤i kimyasal olarak oluflsa ve daha komp-

                                                          leks de¤iflimler geçirmeye haz›r olsayd›, günümüzde bu madde hemen absor-
                                                           be edilirdi, ama canl› yarat›klar›n varl›¤›ndan önce bu durum böyle olmaya-
                                                             bilirdi. 7

                                                                  K›sacas› Darwin, s›cak bir gölün içinde yaflam›n hammaddesi olan
                                                             baz› kimyasallar bulundu¤u takdirde, proteinlerin oluflabilece¤ini,
                                Lazzaro Spallanzani          bunlar›n da ço¤al›p, birleflip, bir hücre oluflturabileceklerini savun-


                                                            mufltu. Dahas›, böyle bir oluflumun günümüz
                                                       dünya koflullar›nda mümkün ol-
                                          mad›¤›n›, ama eski devir-

                  lerde mümkün olabilece¤ini ileri sür-
                  müfltü.
                       Darwin'in her iki iddias› da hiçbir
                  bilimsel temeli olmayan birer spekü-
                  lasyondu.

                       Ama bu spekülasyonlar kendin-
                  den sonra gelecek evrimcilere il-
                                                                          Louis Pasteur, ya-
                  ham kayna¤› olacak ve yüzy›l› afl-                       flam›n cans›z mad-

                  k›n bir süre devam edecek umut-                         denin içinden ken-
                                                                          dili¤inden do¤abile-
                  suz bir çabay› bafllatacakt›.                            ce¤i dogmas›n› bi-
                       Bu umutsuz çaba, as›rlard›r                        limsel deneylerle
                                                                          y›kt›. Bu bulguyla
                  varl›¤›n› koruyan ve Darwin'i de
                                                                          birlikte, Darwinist-
                  yan›ltan bir yan›lg›ya dayan›yor-                       lerin hayali "evrim
                                                                          süreci" daha ilk
                  du: Yaflam›n, salt tesadüfler ve do-
                                                                          halkas›nda ç›kmaza
                  ¤a kanunlar› ile ortaya ç›kabilecek                     saplanm›fl oluyor-
                                                                          du.
                  kadar basit oldu¤u yan›lg›s›na...
                       O zamandan bu yana yüzy›l gibi
                  uzun bir zaman geçti.
                                                                       Binlerce bilim adam›, hayat›n kökenine evrimsel bir aç›klama
                                                                    getirmek için çaba harcad›lar. Yolu açanlar, Alexander Oparin ve
                                                                     J. B. S. Haldane oldu. Biri Rus di¤eri ‹ngiliz -ama her ikisi de

                                                                      Marksist- olan bu iki bilim adam›, "kimyasal evrim" olarak bi-
                                                                      linen teoriyi ortaya att›lar. Darwin'in hayal etti¤i gibi, yaflam›n
                                                                       hammaddesi olan moleküllerin, enerji katk›s› sayesinde, ken-

                                                                        di kendilerine evrimleflip canl› bir hücre yapabileceklerini id-
                                                                        dia ettiler.
                                                                            Oparin ve Haldane'in tezleri 20. yüzy›l ortas›nda ivme
                                                                        kazand›. Çünkü yaflam›n ne denli kompleks oldu¤u hala tam
                                                                        bilinmiyordu ve Stanley Miller adl› genç bir kimyac›n›n de-

                                                                        neyi, "kimyasal evrim" tezine göstermelik bir bilimsel destek
                                                                        sa¤lam›flt›.







                            Darwin'in Türlerin Kökeni adl› kitab›




                472 Yarat›l›fl Atlas› Cilt 3
   469   470   471   472   473   474   475   476   477   478   479