Page 83 - Risale-i Nur - Lem'alar
P. 83

86                                                                                                                             LEM’ALAR


           belki  fesaddan  ve  alçaklıktan  ve  tahribden  ve  Ehl-i  Hakkın  ihtilafından
           istifade etmesinden ve içlerine ihtilaf atmaktan ve zaîf damarları tutmaktan
           ve aşılamaktan ve hissiyat-ı nefsaniyeyi ve ağraz-ı şahsiyeyi tahrik etmekten
           ve insanın mahiyetinde muzır madenler hükmünde bulunan fena istidadları
           işlettirmekten  ve  şan  ve  şeref  namıyla  riyakârane  nefsin  firavuniyetini
           okşamaktan  ve  vicdansızca  tahribatlarından  herkes  korkmasından  geliyor.
           Ve  o  misillü  şeytanî  desiseler  vasıtasıyla  muvakkaten Ehl-i Hakka galebe
                                                       ى
                                     ى
                                 ى
           ederler.   Fakat     ين ۪ ق   َتمْلل  ةبقاعْلاو   Sırrıyla,     هيَلع    ٰ لعي  لو  وُل   عي  قحْلَا
                                                                 َ
                           َ
                                                                   َ
                                                                         ُّ َ
                                                                       ْ َ
                                                        ْ َ
                                   ُ َ َ َ
                                                               ْ ُ
                               ُ
           Düsturuyla:  Onların  o  muvakkat  gelebeleri,  menfaat  cihetinden  onlar  için
           ehemmiyetsiz  olmakla  beraber,  Cehennem'i  kendilerine  ve  Cennet'i  Ehl-i
           Hakka kazandırmalarına sebebdir.

                  İşte dalalette, iktidarsızlar muktedir görünmeleri ve ehemmiyetsizler
           şöhret kazanmaları içindir ki, hodfüruş, şöhretperest, riyakâr insanlar ve az
           bir  şeyle  iktidarlarını  göstermek  ve  ihafe  ve  ızrar  cihetinden  bir  mevki
           kazanmak için  Ehl-i  Hakka  muhalefet vaziyetine  girerler. Tâ görünsün ve
           nazar-ı dikkat  ona celbolunsun.  Ve iktidar ve kudretle değil, belki  terk ve
           ataletle  sebebiyet  verdiği  tahribat  ona  isnad  edilip,  ondan  bahsedilsin.
           Nasılki böyle şöhret divanelerinden birisi, Namazgâhı telvis etmiş, tâ herkes
           ondan  bahsetsin...  Hattâ  ondan  lanetle  de  bahsedilmiş  de,  şöhretperestlik
           damarı kendisine bu lanetli şöhreti hoş göstermiş diye darb-ı mesel olmuş.


                   Ey Âlem-i Beka için yaratılan ve fâni Âleme mübtela olan bîçare İnsan!
                             ى
               َ
                     ا   و
             ضرلْا  َ   ءامسلا مهيَلع  تَكب امف   Âyetinin  Sırrına  dikkat  et, kulak ver!
                                      َ َ َ
                            ُ ْ
            ُ ْ
                                   ْ َ
                    ُ َ َ
           Bak  ne  diyor!  Mefhum-u  sarihiyle  ferman  ediyor  ki:  "Ehl-i  dalaletin
           ölmesiyle İnsan ile alâkadar olan Semavat ve Arz, onların cenazeleri üstünde
           ağlamıyorlar,  yani  onların  ölmesiyle  memnun  oluyorlar."  Ve  mefhum-u
           işarîsiyle ifade ediyor ki: "Ehl-i Hidayetin ölmesiyle Semavat ve Arz, onların
           cenazeleri üstünde ağlıyorlar, firaklarını istemiyorlar" Çünki Ehl-i İman ile
           bütün Kâinat alâkadardır, ondan memnundur. Zira İman ile Hâlık-ı Kâinat'ı
           bildikleri için, Kâinatın kıymetini takdir edip Hürmet ve Muhabbet ederler.
           Ehl-i dalalet gibi tahkir ve zımnî adavet etmezler.

                  Ey  İnsan,  düşün!  Sen  alâküllihal  öleceksin.  Eğer  nefis  ve  şeytana
           tabi isen, senin komşuların, belki akrabaların senin şerrinden kurtulmak için
                                                        ى
                                         ى
           mesrur olacaklar. Eğer  مي ۪ ج   رلا ناَطيَشلا نم  ى ى    للّاب      ذوعَا deyip, Kur'ana ve
                                 ى
                                                      ٰ
                                     َ
                                            ْ
                                                  َ
                                                          ُ ُ
           Habib-i Rahman'a tabi isen; o vakit Semavat ve Arz ve mevcudat,
   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88