Page 156 - Gizli El Bosna'da
P. 156

154                     'G‹ZL‹ EL' BOSNA'DA


             raf›ndan tan›nm›flt›. BM'ye üye olan her ülke gibi o da silahlanma ve kendini
             koruma hakk›na sahip olmal›yd›; ama buna izin verilmedi. Ambargo, Bosnal›-
             lar›n ve Bosna'n›n müttefiklerinin tüm ›srarl› çabalar›na karfl› hiçbir zaman kal-
             d›r›lmad›.
                  Ambargo S›rbistan'a da uygulan›yordu elbette ama bunun hiçbir
             anlam› yoktu. S›rplar, So¤uk Savafl s›ras›nda Avrupa'n›n dördüncü büyük or-
             dusu olan Federal ordunun tamam›na yak›n›na ve geliflmifl bir silah endüstri-
             sine  sahiptiler. Bosna topraklar›ndaki büyük silah ve cephane üretim merkez-
             lerinin büyük k›sm› da onlar›n eline geçmifl durumdayd›. Dahas›, ambargo
             konmadan k›sa bir süre önce Ortado¤u'dan 14 bin ton ekstra silah ve mühim-
             mat sat›n alm›fllard›. 14  Bu nedenledir ki, S›rp komutanlar, Bosna'daki savafl›
             gerekirse 6-7 y›l daha sürdürecek silah ve cephaneye sahip olduklar›n› söyle-
             yerek Müslümanlar› tehdit etmeye çal›flt›lar birkaç kez.
                  Tüm bunlar›n yan›nda, ambargoyu delerek silah ya da cephaneye ulafl-
             mak da çok kolayd› S›rplar için. Slav ve Ortodoks dostlar› onlar› desteklemek
             için can at›yorlard›. Bu nedenle, savafl boyunca, Yunanistan'dan ve Tuna nehri
             üzerinden Rusya ve Ukrayna'dan bol miktarda silah, cephane ve ambargo
             kapsam›na giren di¤er malzemeleri alabildiler. Ambargoyu denetlemek için
             Adriyatik denizine ve Tuna nehrine yerlefltirilen uluslararas› güçler sadece
             göstermelikti. Newsweek bile, "Blockade is a Joke" (Ambargo Bir Hikaye) bafl-
             l›kl› bir haberinde konuyu flöyle vurgulam›flt›:
                   Denizden yap›lan abluka elek gibi delinmifl, "bu bir flaka diyor" NATO plan
                   memuru. Bir Amerikan bahriye subay› ise, "Dalmaçya k›y› limanlar›na giren
                   gemilerle ilgili hiçbir araflt›rma yap›lm›yor" diyor. ‹lgili devriyeler yaln›zca "ne
                   tafl›yorsunuz?" diye soruyorlar. Ayr›ca S›rbistan'a ait ve dolu olan mavnalar Tu-
                   na nehrinde tampon tampona duruyorlar. 15
                  Oysa Bosnal›lar›n durumu çok s›k›fl›kt›. Öncelikle, S›rplar›n aksine, on-
             lar›n savafl öncesinden kalan hiçbir ciddi silah y›¤›naklar› yoktu. S›rp iflgali
             bafllad›¤›nda tüm askeri güçleri, baflta AK-47'ler (Kalaflnikof) olmak üzere ha-
             fif silahlarla donat›lm›fl olan 3.500 milisten ibaretti. Tek bir tanka ya da tek bir
             a¤›r topa sahip de¤ildiler, savafl uça¤› ise hayallerin bile ötesindeydi. Silaha
             sadece H›rvatistan üzerinden ulaflabiliyorlard›. ‹slam ülkelerinden ya da an-
             laflt›klar› silah tüccarlar›ndan gelen silahlar gemi ya da uçak yoluyla Adriyatik
             sahiline, ço¤u kez Split'e ulafl›yor, buradan da karayoluyla Bosna'ya tafl›n›yor-
             du. Ancak silahlar›n hepsi de onlara ulaflm›yordu; H›rvatlar bir k›sm›na "ver-
             gi" olarak el koyuyorlard›.
                  Müslümanlar›n zaten sorunlu olan bu silah yolu, ço¤u zaman da am-
             bargoya tak›l›yordu. Adriyatik'te gezen NATO ya da Bat› Avrupa Birli¤i gemi-
   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161