Page 183 - Gizli El Bosna'da
P. 183

SAVAfi, KATL‹AM VE D‹PLOMAS‹                  181


             t›, bir zirve oldu. Mitçotakis'in giriflimleri sonunda S›rp ve H›rvat liderler, Izet-
             begovi¡ ve ara bulucular biraraya geldiler. Bu arada, Mitçotakis'in bu "büyük
             baflar›s›" Bat› bas›n›nda övgüyle an›l›yor, zirvenin ne denli önemli ve yararl›
             oldu¤u Bat› medyas›n›n sütunlar›n› dolduruyor, herkes Mitçotakis'in böyle bir
             giriflimle elde etti¤i "sükse"den bahsediyordu.
                  Bu denli iyi planm›fl bir zirvenin önemli bir sonucu olmal›yd› da zaten.
             Nitekim sonuç hemen ortaya ç›kt›: Bu zirve, Milo§evi¡'in "iyi polis" koltu¤una
             oturmas›n›n bafllang›c›yd›.
                  Toplant›ya hem Belgrad'daki "ustalar", yani Milo§evi¡ ve ˜osi¡, hem de
             Pale'deki "aparatçik"ler, yani KaradΩi¡ ve ekibi ça¤r›lm›flt›. Ve Belgrad, ilk kez
             aç›k bir biçimde Pale'ye karfl› tav›r ald›. Milo§evi¡, KaradΩi¡ ve öteki Bosnal›
             S›rplar› Vance-Owen Plan›'n› kabul etmeleri için ikna etmeye çal›flan adam gö-
             rüntüsüne büründü. Bu tiyatronun baz› vurucu "sahne"leri de Bat› medyas›na
             ulaflt›r›l›yordu hemen; bas›nda ç›kan haberlere göre, zirve s›ras›nda Milo§evi¡
             ile KaradΩi¡ bir odada bafl bafla görüflürlerken, Milo§evi¡'in "bu plan› kabul et-
             memekle kendinizi intihara sürüklüyorsunuz" fleklindeki öfkeli ba¤›rt›lar› ve
             "yapmay›n, etmeyin" gibisinden sözleri d›flardakiler taraf›ndan duyulmufltu.
                  Sonunda öyle baflar›l› bir "iyi polis" görüntüsü oluflturuldu ki, Milo§evi¡
             KaradΩi¡'i ikna ederek Pale'nin Vance-Owen plan›na "evet" demesini sa¤lad›.
             Ancak KaradΩi¡ de "ustas›"n›n tekni¤inden bir fleyler kapm›fl ve topu Pale'de-
             ki sözde S›rp Parlamentosu'na atm›flt›. S›rp Parlamentosu ise referandum ka-
             rar› ald›. Bosna'n›n radikal S›rplar› da, beklendi¤i gibi, plan› reddettiler ve "Ba-
             t›n›n S›rpl›¤› yok etme planlar›na" karfl› taviz vermeyeceklerini söylediler. Mi-
             lo§evi¡ ise, "bar›fla bir türlü ikna edemedi¤i" Bosnal› S›rplara ambargo koydu-
             ¤unu aç›klad›!...
                  Tüm bu senaryo, birkaç ayr› yönden Belgrad'a yar›yordu:
                  I) Öncelikle, bafltan beri söyledi¤imiz gibi, Milo§evi¡ h›zl› bir metamor-
             foz geçirerek "Balkanlar'›n Kasab›"ndan Belgrad'daki bar›fl havarisine dönüfl-
             müfltü. Bundan sonraki her aflamada da bu görüntüyü koruyacakt›. Savafl›n
             ve katliam›n as›l sorumlusu, Bat›l› biraderlerinin yard›m› ile böylece, en az›n-
             dan savafl›n sonuna dek koltu¤unu garanti alt›na al›yordu. Bir Bat›l› diploma-
             t›n deyimiyle Milo§evi¡'e neredeyse Nobel ödülü verilecekti.
                  II) Milo§evi¡'in bu dönüflümü, hem Belgrad'a hem de Pale'ye zaman   ka-
             zand›rd›. Atina'daki zirve öncesinde genifl kapsaml› bir askeri müdahale ile
             S›rplara derslerini vermekten söz eden Clinton, zirvenin ard›ndan tüm askeri
             müdahale laflar›n› gündemden kald›rd›. Ortaya at›lan mant›¤a göre, "en son
             çözüm" olan askeri opsiyona gerek yoktu; Milo§evi¡'le ifl birli¤i yap›larak
             Pale'deki radikaller köfleye s›k›flt›r›labilirdi.
                  III) Tüm bunlar olurken Vance-Owen Plan›'n›n gerçek misyonu da çok
   178   179   180   181   182   183   184   185   186   187   188