Page 57 - Gizli El Bosna'da
P. 57

SIRP VAHfiET‹N‹N TAR‹H‹                     55


                   Ama kendi ahmakl›klar› kendi üzerlerine y›k›lacak
                   Tüm Avrupa bizim yan›m›zda çünkü... 56


                  S›rplar›n yan›nda olan bu "Avrupa"n›n en önemli üyesi belirtti¤imiz gi-
             bi ‹ngiltere'ydi. Majestelerinin hükümeti, S›rplar› ‹ngiltere'nin stratejik ç›karla-
             r›na hizmet edebilecek uzun vadeli bir müttefik olarak görüyordu. Bu S›rp-‹n-
             giliz yak›nlaflmas› içinde, sözünü etti¤imiz loca ba¤lant›lar› yine katalizör gö-
                                                                  57
             revi yap›yordu. Britanya'n›n mason Baflbakan› Lloyd George , 8 A¤ustos 1917
             tarihli bir konuflmas›nda flöyle diyordu:

                   S›rplar H›ristiyanl›¤› korumak için her zaman ellerinden gelen herfleyi yapm›fl-
                   lard›r. Ülkeleri, medeni Avrupa'n›n önemli kap›lar›ndan biridir ve onlar da bu
                   kap›n›n bekçileridirler. Yaflad›klar› bölünmelere ve say›sal azl›klar›na ra¤men,
                   çeflitli defalar Bat› uluslar›n› ve Akdeniz topraklar›n› istila etmeye çal›flan Ber-
                   lin ve Türkistan'›n (Türkiye) barbarl›klar›na karfl› her zaman cesurca karfl› koy-
                   mufllard›r. 58

                  Lloyd George'un S›rplar› Osmanl› ve Alman'lara karfl› "kap›n›n bekçile-
             ri" olarak tan›mlamas› üzerine, ‹ngiliz tarihçi R. G. D. Laffan 1917 y›l›nda The
             Serbs: Guardians of the Gate (S›rplar: Kap›n›n Bekçileri) adl› bir kitap yazm›fl ve
             içinde de S›rplar› öve öve bitirememiflti. Kitap, o dönemde ‹ngiltere ve Fran-
             sa'daki atmosferi ve bak›fl aç›s›n› yans›tmas›n› bak›m›ndan son derece önem-
             liydi. Laffan, S›rplar›n as›rlar boyu süren "esaret" döneminde milli kimliklerin-
             den hiçbir fley yitirmediklerini söylüyor, Osmanl›'ya, Bulgarlara ve Avustur-
             ya-Macaristan'a karfl› ne kadar "kahramanca" savaflt›klar›n› anlat›yordu. Os-
             manl›'ya ise sürekli hakaretler ya¤d›r›yordu. Laffan, o dönemde Avrupa'da
             "Türkleri onurlu centilmenler, mert ve dürüst savaflç›lar ve hoflgörülü yöneti-
             ciler" olarak gören bir ak›m›n var oldu¤una dikkkat çekerek, bunun büyük bir
             aldanma oldu¤unu öne sürüyordu. 59  Ona göre, S›rbistan'daki Osmanl› devri,
             ülkeye sadece sefalet ve zulüm getirmiflti. "Balkanlar'daki son H›ristiyan kale-
             si" dedi¤i S›rbistan'›n 1521'de "barbarlar›n" eline geçti¤ini söylüyor, S›rplar›n
             as›rlard›r Türklere karfl› duyduklar› nefretin hakl› temellere dayand›¤›n›, Os-
             manl› gibi sözde "geliflmemifl bir medeniyet"in egemenli¤inde yaflam›fl bir top-
             lum olarak, "kendilerinden beklenenden çok daha aç›k fikirli ve ilerlemeci" ol-
             duklar›n› yaz›yordu. Tüm bunlar› söylerken, bir yandan da S›rp yay›lmac›l›-
                               60
             ¤›na çanak tutmay› ihmal etmiyor ve "Bosna-Hersek'in gerçekte bir S›rp topra-
             ¤›" oldu¤unu öne sürüyordu. 61
                  Ancak Laffan, tüm bu safsatalar›n›n yan›nda, oldukça ilginç ve isabetli
             bir yorum da yapm›flt›. Konu, 1908'de Halife Abdülhamid'i tahttan indirerek
             iktidara oturan ‹ttihatç›lar'd›. ‹ngiliz tarihçi flunlar› yaz›yordu:
   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62