Page 214 - Kıyamet Günü
P. 214
Kıyamet Günü
biraraya geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese
ne düşünürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını şu-
ursuz atomlar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de te-
sadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de ge-
çerlidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp
orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek
iç kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine
dönüştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma
işlemi de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese
de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü
de olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler be-
yinde algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfoni-
lerini dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız.
Ama o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse,
burada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir gö-
rüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için
de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri
bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu teknolojiyi
üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın
oluşturduğu netlik ve kalitede bir sese ulaşılamamıştır.
En büyük müzik sistemi şirketinin ürettiği en kaliteli müzik setini
düşünün. Sesi kaydettiğinde mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya
az da olsa mutlaka parazit oluşur veya müzik setini açtığınızda daha
müzik başlamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak insan vü-
212