Page 355 - Risale-i Nur - Sözler
P. 355
YİRMİDÖRDÜNCÜ SÖZ 357
bize bir revaç ve seyahata iktidar ver." derler. Fâtır-ı Hakîm onların manevî
Dualarını kabul edip ki, bir taifenin tohumlarına kıldan kanatçıklar verir;
her tarafa uçup gidiyorlar. Taifeleri namına Esma-i İlâhiyyeyi okut-
turuyorlar (Ekser dikenli nebatat ve bir kısım sarı çiçeklerin tohumları
gibi). Ve bir kısmına da, İnsana lâzım veya hoşuna gidecek güzel et
veriyor. İnsanı ona hizmetkâr edip her tarafa ekiyor. Bazı taifelerine de,
hazmolmayacak sert bir kemik üstünde hayvanlar yutacak bir et veriyor ki,
hayvanlar onu çok taraflara dağıtıyorlar. Bazılara da, çengelcikleri verip
her temas edene yapışıyor. Başka yerlere giderek taifesinin bayrağını
dikerler, Sâni'-i Zülcelâl'in antika San'atını teşhir ediyorlar. Ve bir kısmına
da, acı düğelek denilen nebatat gibi saçmalı tüfek gibi bir kuvvet verir ki,
vakti geldiği zaman onun meyvesi olan hıyarcık düşer, saçmalar gibi birkaç
metre yerlere tohumcuklarını atar, zer'eder. Fâtır-ı Zülcelâl'in Zikir ve
Tesbihini kesretli lisanlarla söylettirmeye çalışırlar ve hâkeza kıyas et...
Fâtır-ı Hakîm ve Kadir-i Alîm, Kemal-i İntizamla herşeyi güzel yara-
tmış, güzel teçhiz etmiş, güzel gayelere tevcih etmiş, güzel vazifelerle
tavzif etmiş, güzel Tesbihat yaptırıyor, güzel İbadet ettiriyor. Ey İnsan!.
İnsan isen, şu güzel işlere, tabiatı, tesadüfü, abesiyeti, dalâleti karıştırma;
çirkin etme, çirkin yapma, çirkin olma.
Dördüncü kısım: İnsandır. Şu Kâinat sarayında bir nevi hademe olan
İnsanlar, hem Melaikeye benzer, hem hayvanata benzer. Melaikeye, Ubû-
diyyet-i Külliyede, Nezaretin şümulünde Marifetin ihatasında, Rubûbiyetin
Dellâllığında Meleklere benzer. Belki İnsan daha câmi'dir. Fakat İnsanın
şerire ve iştihalı bir nefsi bulunduğundan, Melaikenin hilafına olarak pek
mühim Terakkiyat ve tedenniyata mazhardır. Hem İnsan, amelinde nefsi
için bir haz ve zâtı için bir hisse aradığı için hayvana benzer. Öyle ise,
İnsanın iki maaşı var: Biri; cüz'îdir, hayvanîdir, muacceldir. İkincisi;
Melekîdir, küllîdir, müecceldir. Şimdi, İnsanın vazifesiyle maaşı ve
Terakkiyat ve tedenniyatı, geçen yirmiüç aded Sözlerde kısmen geçmiştir.
Husûsan Onbirinci ve Yirmiüçüncü'de daha ziyade beyan edilmiş. Onun
için şurada ihtisar ederek kapıyı kapıyoruz. Erhamürrâhimîn'den Rahmet
kapılarını bize açmasını ve şu Sözün tekmiline tevfikini refik eylemesini
Niyaz ile, kusurumuzun ve hatamızın afvını taleb ile hatmediyoruz.
BEŞİNCİ DAL: Beşinci Dal'ın "Beş Meyve"si var.
Birinci Meyve: Ey nefisperest nefsim!. Ey dünyaperest arkadaşım!.