Page 368 - Risale-i Nur - Sözler
P. 368

370                                                                                                                                    SÖZLER


          tarihlere geçmiştir. İşte Kur'anın Belâgatındaki İ’caz, kat'iyyen iki kerre iki
          dört eder gibi mevcuddur ki, iş böyle oluyor.

            İkinci Suret: Belâgatındaki İ’caz-ı Kur'anînin Hikmetini Beş Nokta'da
          beyan edeceğiz.

            Birinci Nokta: Kur'anın Nazmında bir Cezalet-i Hârika var. O nazım-
          daki Cezalet ve Metaneti, "İşarat-ül İ'caz" baştan aşağıya kadar bu Cezalet-
          i  Nazmiyeyi  beyan  eder.  Saatın  Saniye,  dakika,  saati  sayan  ve  birbirinin
          nizamını  tekmil  eden  ne  ise,  Kur'an-ı  Hakîm'in  herbir  Cümledeki,
          hey'atındaki  Nazım  ve  Kelimelerindeki  Nizam  ve  Cümlelerin  birbirine
          karşı  münasebatındaki  İntizamı  öyle  bir  tarzda  "İşarat-ül  İ'caz"da  âhirine
          kadar beyan edilmiştir. Kim isterse ona bakabilir ve bu Nazımdaki Cezalet-
          i  Hârikayı  bu  surette  görebilir.  Yalnız  bir-iki  misâl,  bir  Cümlenin
          hey'atındaki Nazmı göstermek için zikredeceğiz.
                                     ِ
                            ِ
                                                      ِ
            Meselâ:   َ بَك ِ  َ َ ر  َ ب  َ ع َ  ذ ا  َ ن َ مَ  َ ف َ ح ة    ْ ْ   ٌ  َ نَ مه َ تس  َ َ م  َ ئِ لو      Bu  Cümlede,  azabı
                                                     ْ
                        ِّ         ْ                ْ َّ ن
          dehşetli  göstermek  için en  azının  şiddetle  tesirini göstermekle  göstermek
          ister.  Demek  taklili  ifade  edecek  Cümlenin  bütün  heyetleri  de  bu  taklile
                                        ِ
          bakıp ona kuvvet verecek. İşte   َ  لَ ئِ  Lafzı, teşkiktir. Şek, kıllete bakar.   َمَس
                                       ْ
                                                                                َّ
          Lafzı, azıcık dokunmaktır. Yine kılleti ifade eder.   َحف َ ن Lafzı maddesi, bir
                                                         َ
                                                         ة
                                                                 ْ ٌ
          kokucuk  olup  kılleti  ifade  ettiği  gibi,  sîgası  bire  delalet  eder.  Masdar-ı
          merre  tabir-i  sarfiyesinde  biricik demektir,  kılleti  ifade  eder.   َفنَةح   daki
                                                                      ٌ
                                                                         ْ
          tenvin-i tenkirî, taklili içindir ki, o kadar küçük ki, bilinemiyor demektir.
           ِ
          َ نم Lafzı, teb'iz içindir, bir parça demektir. Kılleti ifade eder.  َبا ذع Lafzı;
                                                                    ِ

          ْ
                                                                             ِ
          nekal,  ikaba  nisbeten  hafif  bir  nevi  cezadır  ki,  kıllete  işaret eder.   َرَبَك
                                                                             ِّ
          Lafzı; Kahhar, Cebbar, Müntakim'e bedel yine Şefkati ihsas etmekle kılleti
          işaret ediyor. İşte bu kadar kılletteki bir parça azab böyle tesirli ise, İkab-ı
          İlahî  ne  kadar  dehşetli  olur  kıyas  edebilirsiniz  diye  ifade  eder.  İşte  şu
          Cümlede  küçük  heyetler  nasıl  birbirine  bakıp  yardım  eder.  Maksad-ı
          küllîyi,  herbiri  kendi  lisanıyla  takviye  eder.  Şu  misâl  bir  derece  Lafz  ve
          maksada bakar.
   363   364   365   366   367   368   369   370   371   372   373