Page 452 - Risale-i Nur - Sözler
P. 452

454                                                                                                                                    SÖZLER

          iştiyak  vardır.  Hem  meselâ:  Sure-i   َ ىطَمس  de  sekiz  defa  tekrar  edilen  şu
                                            ۤ
                                              ۤ
              ۪
           َميح َ رلا  َ ۪ز ي َ ز َ  َ عْلا  ن    َ َ  ل َ ه َ و َ  َ كبر  َّ َّ    ِ َ ا َ ن َ  َو Âyeti, o  Surede  hikâye  edilen Peygamber-

           ن
               َّ
                        ن

          lerin  Necatlarını  ve  kavimlerinin  azablarını,  Kâinatın  Netice-i  Hilkati
          hesabına  ve  Rububiyet-i  Âmmenin  namına  o  binler  Hakikat  kuvvetinde
          olan Âyeti tekrar ederek, İzzet-i Rabbaniye o zalim kavimlerin azabını ve
          Rahîmiyet-i İlahiye dahi Enbiyanın Necatlarını iktiza ettiğini Ders vermek
          için binler defa tekrar olsa yine ihtiyaç ve iştiyak var ve Îcazlı ve İ'cazlı bir
          ulvî Belâgattır.

             Hem meselâ: Sure-i Rahman'da tekrar edilen
                 ِ ِ
                                   ِ ِ
              َناب َ ذ كت َامنك ِّ     ى ِ ِ  َ ى َ َ ىا َ  لا َ ء َ َ ر َ ب  ِّ  َ  ابف       Âyeti      ile          Sure - i  Mürselât ' ta

                        ن
                 ِّ
               َ ذَ ۪بَي  ِ  ن ِّ  َ َ ْلل َ م َ  ك  ٍ ِ ِ  َ ذئ َ مو  َ ل َ َ ي  َ يو  Âyeti,  cinn   ve   nev'-i beşere, Kâinatı kızdıran

                                ْ   ٌ     ْ
          ve Arz ve Semavatı hiddete getiren ve Hilkat-i Âlemin neticelerini bozan
          ve  Haşmet-i  Saltanat-ı  İlahiyeye  karşı  inkâr  ve  istihfafla  mukabele  eden
          küfür  ve  küfranlarını  ve  zulümlerini  ve  bütün  mahlukatın  hukuklarına
          tecavüzlerini  asırlara  ve  arza  ve  Semavata  tehdidkârane  haykıran  bu  iki
          Âyet, böyle binler Hakikatlarla alâkadar ve binler mes'ele kuvvetinde olan
          bir Ders-i Umumîde binler defa tekrar edilse yine lüzum var ve Celalli bir
          Îcaz ve Cemalli bir İ'caz-ı Belâgattır.


             Hem meselâ: Kur'anın hakikî ve tam bir nevi Münacatı ve Kur'andan
          çıkan  bir  çeşit  hülâsası  olan  Cevşen-ül  Kebir  namındaki  Münacat-ı
          Peygamberîde (A.S.M.) yüz defa
                                                      ى ِ
                          ِ   َ نا َ َ خ َ ل َ ص َ ن ا َ َ و    َ  لا َ م  َ ْاَ َ نا َ م َ  لاْا َ َ تن ا ى ِ  َ ا َ هىل َ  َ لا َا َ يَكناحب َ س
                                                َ  لاا
                         ْ        ن   ِّ        ن    ْ              ن ْ
                               ِ  َّ  لا َ ن ا َ ر  َن ِ  َ ج َ ن َا َ م  ِ ِّ  َ نَو  ْ      ِ  َ  ا َ ج َ ر َ ن َا


          Cümlesinin tekrarında Tevhid gibi Kâinatça en büyük Hakikat ve mahlu-
          katın  Rububiyete  karşı  Tesbih  ve  Tahmid  ve  Takdis  gibi  üç  muazzam
          Vazifesinden en ehemmiyetli bir Vazifesi ve şekavet-i ebediyeden kurtul-
          mak gibi Nev'-i İnsanın en dehşetli mes'elesi ve Ubudiyet ve acz-i beşerin
          en lüzumlu neticesi bulunması cihetiyle binler defa tekrar edilse yine azdır.

            İşte Tekrarat-ı Kur'aniye bu gibi Esaslara bakıyor. Hattâ bazan bir sahi-
          fede   iktiza-yı makam   ve   ihtiyac-ı ifham   ve   belâgat-ı beyan   cihetiyle
          yirmi  defa   sarihan   ve  zımnen   Tevhid   Hakikatını   ifade   eder.   Değil
   447   448   449   450   451   452   453   454   455   456   457