Page 454 - Risale-i Nur - Sözler
P. 454
456 SÖZLER
Yirmibeşinci Söz'ün İkinci Şu'lesinin İkinci Nurunda o Fezleke ve Hâtime-
lerin pekçok Nüktelerinden ve Meziyetlerinden on tanesini beyan ederek, o
hülâsalarda bir Mu'cize-i Kübra bulunduğunu muannidlere de isbat etmiş.
Evet Kur'an, o teferruat-ı şer'iye ve kavanin-i içtimaiyenin beyanı içinde
birden muhatabın nazarını yüksek ve küllî noktalara kaldırıp, sade üslûbu
bir Ulvî Üslûba ve Şeriat Dersinden Tevhid Dersine çevirerek Kur'anı, hem
bir Kitab-ı Şeriat ve Ahkâm ve Hikmet, hem bir Kitab-ı Akide ve İman ve
Zikir ve Fikir ve Dua ve Davet olduğunu gösterip her makamda çok
Makasıd-ı İrşadiye-i Kur'aniyeyi Ders vermesiyle Mekkiye Âyetlerin tarz-ı
belâgatlarından ayrı ve parlak mu'cizane bir Cezalet izhar eder. Bazan iki
۪
َ
ك
ب
َ
ك
ب
َ
Kelimede meselâ َيم َ ل اعْلا َ َ ب َ ر ve َر de, َر Tabiriyle Ehadiyeti ve
ه
ه
ه
۪
َيم َ َ ْلا َ ع ا َ ل َ بر ile Vâhidiyeti bildirir. Ehadiyet içinde Vâhidiyeti ifade eder.
ه
Hattâ bir cümlede; bir zerreyi bir gözbebeğinde gördüğü ve yerleştirdiği
gibi, Güneş'i dahi aynı âyetle, aynı çekiçle göğün gözbebeğinde yerleştirir
ِ
ve göğe bir göz yapar. Meselâ: َضر َ لااو َ ْ َ تاو َ س َ م َّ ى َ خ َ ل َ ق َ لا Âyetinden sonra,
ْ
ِ
ِ
َِلي ِ َ َ ف َ َ َّلا َ راه َّ َج ا َ نل ن ِ َ لو ن ِ َّ َ ا َ نل َ ه َ را َ َ و َ يَ َ فَ ل َ يَّلا َجلو َ ي Âyetinin akabinde
ْ
ْ
ن ن
ِ
ِ
َ
و
َد َ صل َ ا َ ت ِ ٌ ۪ َ هَ َ و َ َ ع َ ل ي َ م َ َ ذب ا َ و der. "Zemin ve göklerin Haşmet-i Hilkatinde
ر
ه ن
ن
Kalbin dahi hatıratını bilir, İdare eder." der, tarzında bir beyanat cihetiyle o
sade ve ümmiyet mertebesini ve avamın fehmini nazara alan o basit ve
cüz'î muhavere, o tarz ile ulvî ve cazibedar ve umumî ve irşadkâr bir
Mükâlemeye döner.
Bir Sual: "Bazan ehemmiyetli bir Hakikat, sathî nazarlara görünmedi-
ğinden ve bazı makamlarda cüz'î ve âdi bir hâdiseden yüksek bir Fezleke-i
Tevhidi veya küllî bir Düsturu beyan etmekte münasebet bilinmediğinden,
bir kusur tevehhüm edilir. Meselâ: "Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm, Kardeş-
ini bir hile ile alması" içinde
۪
َ ميلع ٍَم ِ ۪ ِّ َ ق َ َ َل َوف نك ِ َ ذ ي َ َ ْلع َ و
ٌ
ْ