Page 447 - Risale-i Nur - Sözler
P. 447

YİRMİBEŞİNCİ  SÖZ’ÜN  BİRİNCİ  ZEYLİ                                                                      449


           olmayanlar) muarazaya pekçok muhtaç oldukları halde, Kur'anın İ’cazın-
           dan yedi büyük vechi varken, yalnız birtek vechi olan Belâgatının (tek bir
           Suresinin)  mislini  getirmekten  istinkâfları  ve  şimdiye  kadar  gelen  ve
           muaraza ile şöhret kazanmak isteyen meşhur beliğlerin ve dâhî âlimlerin
           Onun hiçbir Vech-i İ’cazına karşı çıkamamaları ve âcizane sükût etmeleri;
           Kur'an Mu’cize ve tâkat-ı beşerin fevkinde olduğuna bir imzadır. Evet, bir
           kelâm "Kimden gelmiş ve kime gelmiş ve ne için?" denilmesiyle Kıymeti
           ve Ulviyeti ve Belâgatı tezâhür etmesi noktasından Kur'anın misli olamaz
           ve  Ona  yetişilemez.  Çünki  Kur'an,  bütün  Âlemlerin  Rabbi  ve  bütün
           Kâinatın  Hâlıkının  Hitabı  ve  Konuşması  ve  hiçbir  cihette  taklidi  ve
           tasannuu ihsas edecek hiçbir emare bulunmayan bir Mükalemesi ve bütün
           İnsanların  belki  bütün  mahlûkatın  namına  Meb'us  ve  nev'-i  beşerin  en
           meşhur ve namdar Muhatabı bulunan ve o Muhatabın Kuvvet ve Vüs'at-i
           Îmanı,  koca  İslâmiyeti  tereşşuh  edip  Sahibini  Kab-ı  Kavseyn  makamına
           çıkararak  Muhatab-ı  Samedaniyeye  mazhariyetle  nüzul  eden  ve  Saadet-i
           Dâreyne  dair  ve  Hilkat-i  Kâinatın  neticelerine  ve  ondaki  Rabbanî
           Maksadlara aid mesaili ve O Muhatabın bütün Hakaik-i İslâmiyeyi taşıyan
           en yüksek ve en geniş olan Îmanını beyan ve izah eden ve koca Kâinatı bir
           harita,  bir  saat,  bir  hane  gibi  her  tarafını  gösterip  çevirip,  onları  yapan
           san'atkârı tavrıyla ifade ve talim eden Kur'an-ı Mu’ciz-ül Beyan'ın elbette
           mislini getirmek mümkün değildir ve Derece-i İ’cazına yetişilmez.

             Hem Kur'anı tefsir eden ve bir kısmı otuz-kırk hattâ yetmiş cild olarak
           birer  tefsir  yazan  yüksek  zekâlı  müdakkik  binler  mütefennin  Ülemanın,
           senedleri  ve  delilleriyle  beyan  ettikleri  Kur'andaki  hadsiz  Meziyetleri  ve
           Nükteleri ve Hâsiyetleri ve Sırları ve âlî Mânaları ve Umûr-u Gaybiyenin
           her  nev'inden  kesretli  gaybî  İhbarları  izhar  ve  isbat  etmeleri  ve  bilhassa
           Risale-i  Nur'un  yüzotuz  Kitabı,  herbiri  Kur'anın  bir  Meziyetini,  bir
           Nüktesini  kat'î  Bürhanlarla  isbat  etmesi  ve  bilhassa  Mu’cizat-ı  Kur'aniye
           Risalesi; şimendifer ve tayyare gibi medeniyetin Hârikalarından çok şeyleri
           Kur'andan istihrac eden Yirminci Söz'ün İkinci Makamı ve Risale-i Nur'a
           ve  elektriğe  işaret  eden  Âyetlerin  İşaratını  bildiren  İşarat-ı  Kur'aniye
           namındaki Birinci Şua ve Huruf-u Kur'aniye ne kadar muntazam ve Esrarlı
           ve mânalı olduğunu gösteren Rumuzat-ı Semaniye namındaki sekiz küçük
           Risaleler ve Sure-i Feth'in âhirki Âyeti beş vecihle İhbar-ı Gaybî cihetinde
           Mu’cizeliğini  isbat  eden  küçücük  bir  Risale  gibi  Risale-i  Nur'un  herbir
           Cüz'ü,  Kur'anın  bir  Hakikatını,  bir  Nurunu  izhar  etmesi;  Kur'anın  misli
           olmadığına ve Mu’cize ve Hârika olduğuna ve bu Âlem-i Şehadette Âlem-i
           Gaybın  Lisanı ve bir Allâm-ül Guyub'un Kelâmı bulunduğuna bir imzadır.
   442   443   444   445   446   447   448   449   450   451   452