Page 661 - Risale-i Nur - Sözler
P. 661
OTUZÜÇÜNCÜ SÖZ 663
Kemal-i Kudretine hadsiz lisan ile şehadet ederler. Sen kendi cismine ve
a'zalarına ve onlardaki eğri büğrü yerlerin meyvelerine ve faidelerine bak!
Kemal-i Hikmet içinde Kemal-i Kudreti gör.
Onüçüncü Pencere
ِ
ِ
ِ
ِ ٍ
ٓ هدمح ِ ب حِبيَ َّلاا ء َ شَ نم ناو Sırrınca: Herşey lisan-ı mahsusu ile Hâlıkını
ْ َ
ْ َ
ْ
ُ َ ُ
ْ
ِّ
yâdeder, Takdis eder. Evet bütün mevcûdatın lisan-ı hal ve kal ile ettiği
Tesbihat, birtek Zât-ı Mukaddes'in Vücudunu gösteriyor. Evet fıtratın
şehadeti reddedilmez. Delalet-i hal ise, husûsan çok cihetlerle gelse, şübhe
getirmez. Bak hadsiz fıtrî şehadeti tazammun eden ve nihayetsiz tarzlarda
lisan-ı hal ile delalet eden ve mütedâhil daireler gibi birtek merkeze bakan
şu mevcûdatın muntazam suretleri, herbiri birer dildir. Ve mevzun heyetleri,
herbiri birer lisan-ı şehadettir. Ve mükemmel hayatları, herbiri birer Lisan-ı
Tesbihtir ki, Yirmidördüncü Söz'de kat'î isbat edildiği gibi, o bütün diller ile
pek zahir bir surette Tesbihatları ve Tahiyyatları ve birtek mukaddes Zâta
şehadetleri, ziya güneşi gösterdiği gibi bir Zât-ı Vâcib-ül Vücud'u gösterir.
Ve Kemal-i Uluhiyetine delalet eder.
Ondördüncü Pencere
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ
ِ ٍ
ِ ٍ
ٍ
وه َّلاا ةبٓاد نم ام هنئٓازخ اندنع َّلاا ء َ شَ نم ناو ڬ ء َ شَ ِلُك توُكلم ٓهدي ِ ب نم ْ لق ُ
ِّ
َ ْ َ
َ ُ ُ َ َ َ َ ْ
ُ
َ َ
ْ َ
َّ َ ْ
ْ
ْ
ْ
َ ُ
ٌظي ٓ فح ء َ شَ ِلُك لع ٰ ِّ َ نا ِ ڬ اهتيصان ِ ب ٌذخۤا
ِ ِ
ِ
ٍ
َّ ٓ بِر
ِّ
َ
َ
َ َ
َ
ْ
Sırlarınca: Herşey herşeyinde ve her şe'ninde tek bir Hâlık-ı Zülcelâl'e
muhtaçtır. Evet Kâinattaki mevcûdata bakıyoruz ve görüyoruz ki: Za'f-ı
mutlak içinde bir Kuvvet-i Mutlaka tezâhüratı var. Ve acz-i mutlak içinde
bir Kudret-i Mutlakanın âsârı görünüyor. Meselâ nebatatın tohumlarında ve
köklerindeki Ukde-i Hayatiyelerinin intibahları zamanında gösterdikleri
Hârika vaziyetleri gibi. Hem fakr-ı mutlak ve kuruluk içinde bir Gına-i
Mutlakın tezâhüratı var: Kıştaki toprağın ve ağaçların vaziyet-i fakiraneleri
ve baharda şaşaalı servet ve gınaları gibi. Hem Cümud-u Mutlak içinde bir
hayat-ı mutlakanın tereşşuhatı görünüyor: Anasır-ı camidenin Zîhayat
maddelere inkılabı gibi.