Page 124 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 124

126                                                                          YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


                 Bu  vatandaki  milletin  en  büyük  kuvveti  olan  Âlem-i  İslâm'ın
          Teveccühünü ve Hamiyetini ve Uhuvvetini kırmak ve nefret verdirmek
          için,  siyaseti  dinsizliğe  âlet  ederek,  perde  altında  küfr-ü  mutlakı
          yerleştirmek isteyenler, hükûmeti iğfal ve adliyeyi iki defadır şaşırtıp
          der:  "Risale-i  Nur  Şakirdleri,  Dini  siyasete  âlet  eder;  emniyete  zarar
          vermek  ihtimali  var."  Halbuki,  bu  memlekete  maddî  ve  manevî
          Bereketi ve fevkalâde Hizmeti ve umum Âlem-i İslâm'a taalluk edecek
          hakaikı câmi' olduğu, otuzüç Âyât-ı Kur'aniyenin işaretiyle ve İmam-ı
          Ali'nin  (R.A.)  üç  Keramet-i  Gaybiyesiyle  ve  Gavs-ı  A'zam'ın  kat'î
          ihbarıyla  tahakkuk  etmiş  olan  Risale-i  Nur'un,  siyasetle  alâkası
          yoktur. Fakat küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan
          anarşilik ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder.
          Emniyeti  ve  asayişi  ve  hürriyeti  ve  Adaleti  temin  eder.  Risale-i
          Nur'a daha vatana, idareye zararı dokunmak bahanesiyle tecavüz
          edilmez. Daha kimseyi o bahane ile inandıramazlar. Fakat cepheyi
          değiştirip, Din perdesi altında bazı safdil Hocaları veya bid'a taraftarları
          veya  enaniyetli  sofi-meşreblileri,  bazı  kurnazlıklar  ile,  Risale-i  Nur'a
          karşı iki sene evvel İstanbul'da ve Denizli civarında olduğu gibi istimal
          etmeye münafıklar belki çabalayacaklar. İnşâallah muvaffak olamazlar.

                                         *  *  *
                 Kardeşlerim!
                 Şimdi  tam  tahakkuk  etti  ki;  resmen  bana  ihanet  ve  hakaret
          etmek, onunla teveccüh-ü ammeyi hakkımda kırmak için gizli bir tedbir
          kurulmuş.  Benim  bütün  dostlarımı  -perde  altında-  soğutmak  ve
          ürkütmeye çalışıyorlar.  Halbuki Sikke-i  Tasdik-i  Gaybî  onların bütün
          propagandalarını  zîr  ü  zeber  ediyor.  Gerçi  böyle  dinsizlik  hesabına
          bana  olan  hakaret,  bir  derece  beni  sıkıyor;  Eski  Said'den  kalma  bazı
          damarlarıma  dokunuyor.  Fakat  Risale-i  Nur'un  hârika  Fütuhatı  ve
          Şakirdlerinin  Ehl-i  Hakikat  nazarında  ve  Ruhanî  ve  Melaikeler
          yanında  hürmet  ve  merhametle  karşılanmaları,  benim  şahsıma
          gelen  ihanet  ve  hakaretlerin  sivrisinek  kanadı  kadar  ehemmiyeti
          kalmaz.  O  bedbaht  ehl-i  ihanet,  dindarlık  cihetiyle,  Ehl-i  Din  ve
          Ehl-i Ulûm-u Diniyenin hürmetini kırmak Dine bir ihanet olduğu
          cihetinde, Ruhanî ve Melaikelerin ve Ehl-i İman ve Ehl-i Hakikatın
          nazarında   mel'un  olduğu  gibi;  binden  ancak  bir-iki   serserinin
          veya zındığın   âferinini   kazanırlar.   O   bedbahtlar   bana    hakaret
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129