Page 128 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 128
130 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
ellere Risale-i Nur'u emanet edip Rahat-ı Kalb ile kabrime gidebilirim.
Sâniyen: Elhak, az bir zamanda Risale-i Nur'a pek çok faidesi
dokunan ve on seneden beri Risale-i Nur'a çalışmış gibi Haslar
Dairesinde bulunan Mustafa Osman'ın, Emirdağı'ndaki Kardeşlerine,
yangın münasebetiyle geçmiş olsun makamında nev'-i beşer yangınını
bahsedip, güzel bir Mektub yazmış. Onun Mektubunun bir kısmını hem
Lâhika'da, hem Sikke-i Gaybiye'de kaydediyoruz; sonra suretini size
göndereceğiz. Benim tarafımdan hem ona, hem yanındakilere, hem
vasıta-i muhabere olduğu Kastamonu ve İnebolu'daki Kardeşlerimize
pek çok Selâmlarla beraber; hattı güzel, vakti müsaid olanlar, Isparta ve
civarı gibi “Asâ-yı Musa Mecmuası”nı yazsalar, çok münasib olur. Bu
ِ
Vazife-i Nuriye, للّا َ ٰ ء آَّش نا matbaanın çok fevkinde iş görecek.
ْ َ
ُ
Sâlisen: Hâfız Emin'in Risale-i Nur'a çok Hizmeti var. Onun
kasabası olan Küre, geçen hâdiseden evvel Nuri, Hakkı, İhsan ve
merhum Muallim Osman gibi zâtların himmetiyle bir Medrese-i Nuriye
hükmüne geçip parlak bir surette Nur'a çalışıyordu. İnşâallah o
kıymetdar Hizmeti, mümkün oldukça yine yapacak. Gerçi geçen
musibette en ziyade onlar üzüldüler, fakat ona mukabil Risale-i Nur'un
geniş muzafferiyetinde o kasabanın ve o fedakâr Kardeşlerimizin
hisseleri çok ehemmiyetlidir.
Hâfız Emin Mektubunda diyor ki: "Ben mahkemeden
Kitablarımı alamadım. Size gelmiş mi, gelmemiş mi?" diye benden
soruyor. Siz ona Selâmımla beraber yazınız ki: Seninki bana gelmediği
gibi, sana İstanbul'a gönderdiğim Kitablarımdan da hiçbirisi elime
geçmedi. Ve bilhassa İstanbul'a gönderdiğim "Büyük Kitab" namında
içinde yirmi Risaleden ziyade bulunan mecmuayı çok araştırdımsa da
bulamadım. Fakat madem Risale-i Nur kendi kendine İntişar ediyor
ve muhtaç olanlara kendini okutturuyor, Hâfız Emin'e ve bizlere
Sevab kazandırıyor. Hâfız Emin de, benim gibi, Kitablarının başka
ellerde gezmesinden memnun olmalı. Hem Küre'de erkek ve hanım ne
kadar Risale-i Nur'la alâkadar varsa, onlara Selâm ediyorum. Eskisi
gibi şimdi de Küre'ye bir Medrese-i Nuriye nazarıyla bakıyorum.
Hususan İhsan, Abdullah, Abdurrahman'a Selâm ediyorum; ne
haldedir? İnşâallah eski parlak Hizmeti devam ediyor. Tam bir
Abdurrahman olduğunu isbat ettiği gibi, devam edecek.
Umum Kardeşlerimize birer birer Selâm ve Dua ediyoruz.
* * *