Page 15 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 15
KENDİ KENDİME BİR HASB-İ HALDİR
[Bu hasbihali Ankara makamatına işittirmeyi, ıslahtan
sonra sizin tensibinize havale ederim.]
Hâkim kendisi müddeî olsa, elbette "Kimden kime şekva
edeyim, ben dahi şaştım" benim gibi bîçarelere dedirtir. Evet şimdiki
vaziyetim hapisten çok ziyade sıkıntılıdır. Bir günü, bir ay haps-i
münferid kadar beni sıkıyor. Bu gurbet ve ihtiyarlık ve hastalık ve
yoksulluk ve za'fiyetle, kışın şiddeti içinde herşeyden men'edildim. Bir
çocukla bir hastalıklı adamdan başka kimse ile görüşmem. Zâten ben,
tam bir haps-i münferidde yirmi seneden beri azab çekiyorum. Bu
halden fazla bana tecrid ve tarassudlarıyla sıkıntı vermek ise,
"Gayretullah"a dokunup, bir belaya vesile olmasından korkulur.
Mahkemede dediğim gibi, nasılki dört defa dehşetli zelzeleler, bize
zulmen taarruzun aynı zamanında gelmesi gibi pek çok vukuat var...
Hattâ tahmin ederim ki; benim hukukumu muhafaza ve beni himaye
etmek için çok güvendiğim Afyon Adliyesi, Denizli Mahkemesi'ndeki
Risale-i Nur hakkında müracaatıma bilakis ehemmiyet vermedi, beni
me'yus etti, adliyenin yangınına bir vesile oldu ihtimali var.
Ben derim ki: Benim hakkımda vicdanlı ve insaniyetli olan bu
kazanın hükûmeti, zabıta ve adliyesiyle beraber beni tam himaye
etmek, en ehemmiyetli bir Vazifesidir. Çünki yirmi senelik bütün
Eserlerimi ve Mektublarımı, üç adliye ve merkez-i hükûmet dokuz ay
tedkikten sonra beraetimize ve tahliyemize karar verdi. Fakat ecnebi
menfaati hesabına ve bu millet ve bu vatanın pek büyük zararına
çalışan bir gizli komite, bizim beraetimizi bozmak için, her tarafta
habbeyi kubbe yaparak bir kısım memurları aleyhime evhamlandırdılar.
Bir maksadları; benim sabrım tükensin, artık yeter dedirtsinler. Zâten
onların şimdi benden kızdıklarının bir sebebi; sükûtumdur, dünyaya
karışmamaktır. Âdeta ne için karışmıyorsun, tâ karışsın maksadımız
yerine gelsin diyorlar...
Aleyhime hükûmetin bir kısım memurlarını evhamlandırmakta
istimal ettikleri bir-iki desiselerini beyan ediyorum.