Page 16 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 16

18                                                                            YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN


                 Derler:  "Said'in  nüfuzu  var.  Eserleri  hem  tesirli,  hem
          kesretlidir. Ona temas eden, ona dost olur. Öyle ise, onu her şeyden
          tecrid etmek ve ihanet etmekle ve ehemmiyet vermemekle ve herkesi
          ondan kaçırmakla ve dostlarını ürkütmekle nüfuzunu kırmak lâzımdır"
          diye  hükûmeti  şaşırtır,  beni  de  dehşetli  sıkıntılara  sokarlar.  Ben  de
          derim:

                 Ey bu millet ve vatanı seven Kardeşler! Evet o münafıkların
          dedikleri  gibi,  nüfuz  var.  Fakat  benim  değil,  belki  Risale-i
          Nur'undur. Ve O kırılmaz, Ona iliştikçe kuvvetleşir. Ve millet ve
          vatan  aleyhinde  hiçbir  vakit  istimal  edilmemiş  ve  edilmez  ve
          edilemez.  İki  adliye,  on  sene  fasıla  ile  şiddetli  ve  hiddetli  yirmi
          senelik  evrakımı  tedkikat  neticesinde,  bir  hakikî  sebeb  cezamıza
          bulmaması, bu Davaya cerhedilmez bir şahiddir.

                 Evet  Eserler  tesirlidir.  Fakat  millet  ve  vatanın  tam
          menfaatine ve hiçbir zarar dokundurmadan yüzbin adama kuvvetli
          İman-ı  Tahkikî  Dersi  vermekle,  Saadet  ve  Hayat-ı  Ebediyelerine
          tam  Hizmette  tesirlidir.  Denizli  hapishanesinde,  kısmen  ağır  ceza
          ile mahkûm yüzler adam, yalnız Meyve Risalesi'yle gayet uslu ve
          mütedeyyin  suretine  girmeleri;  hattâ  iki-üç  adamı  öldürenler,
          Onun Dersiyle daha tahta bitini de öldürmekten çekinmeleri ve o
          hapishane  müdürünün  ikrarıyla,  hapishanenin  bir  Terbiye
          Medresesi  hükmünü  alması,  bu  müddeaya  reddedilmez  bir
          seneddir, bir hüccettir.

                 Evet beni herşeyden tecrid etmek, işkenceli bir azab ve katmerli
          bir zulümdür ve bu millete gadirli bir hıyanettir. Çünki otuz-kırk sene
          Hayatımı  bu  millet  içinde  geçirdiğim  halde,  temasımdan  hiç  zarar
          görmediğine ve bu dindar millet çok muhtaç olduğu Kuvve-i Maneviye
          ve teselli ve Kuvvet-i İmaniye menfaatini gördüğüne kat'î bir delili; bu
          kadar aleyhimde olan şiddetli propagandalara bakmayarak, her tarafta
          Risale-i Nur'a fevkalâde teveccüh ve rağbet göstermeleri.. -hattâ itiraf
          ederim-  yüz  derece  haddimden  ziyade  lâyık  olmadığım  büyük  iltifat
          etmesidir.

                 Ben işittim ki; benim iaşeme ve istirahatime buradaki hükûmet
          müracaat  etmiş,  kabul  cevabı  gelmiş.  Ben  bunların  insaniyetine
          teşekkürle beraber, derim:

                 En ziyade muhtaç olduğum ve Hayatımda en esaslı Düstur
          olan  hürriyetimdir.  Asılsız  evham  yüzünden,  emsalsiz  bir  tarzda
          hürriyetimin kayıdlar ve istibdadlar altına alınması, beni hayattan
          cidden
   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21