Page 196 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 196
198 YİRMİYEDİNCİ MEKTUBDAN
Muhterem Efendim! Mesmuatıma nazaran, Denizli'de bundan
yetmiş-seksen sene evvel büyük bir Evliyadan Hasan Feyzi isminde bir
zât, bir gün Talebelerine: "Bugün Kürdistan'da bir Evliya dünyaya geldi."
diye beşarette bulunmakla Zât-ı Devletlerini işaret buyurmuş. Ba'dehu
Denizli'ye başka başka perdelerle teşrifiniz, o Zâtın Ruhunu şâd ve i'zaz
için olduğunu telakki etmiştim; ve az zaman sonra aynı isimde müteveffa
Hasan Feyzi Efendi'nin Risale-i Nur'a hürmetle birinci Hasan Feyzi'ye
imtisalen istikbal etmesi ve Nurlara taaşşukla idhal-i envâr olması, bu
kanaatımı kat kat ziyadeleştirdi. Şimdi de düşündüm: Birinci Hasan
Feyzi'nin vefatından sonra Said yetişti ve namına baktığı ikinci Hasan
Feyzi de Vazifesini yaptı ve Nurlara gark olarak ve yerine bırakacağı çok
Hasan Feyzi'leri de Vazife başına davet edip hayata veda etti. Cenab-ı
Erhamürrâhimîn'den Tazarru' ve Niyaz eylerim ki, Risale-i Nur'a ve
Üstadımıza bu Hasan Feyzi'nin acısını unutturacak daha çok Hasan
Feyzi'ler ihsan buyursun ve onların başlarında Üstadımızı mes'ud ve
bahtiyar ve muammer buyurmasını onun Derya-i Rahmetinden, Fazlından,
İnayetinden ve İhsanından, İkramından, İn'amından, Eltafından ümidvar
olup, görmekliğimizi Tazarru' ve Niyaz eylerim.
Günahkâr, âciz, kusurlu talebeniz
Halil İbrahim
(Rahmetullahi aleyhi ve alâ Hasan Feyzi)
* * *
BU SIKINTILI ZAMANDA NEFSİM SABIRSIZLIKLA BENİ TACİZ
EDERKEN, BU FIKRA ONU TAM SUSTURDU; ŞÜKRETTİRDİ. SİZE
DE FAİDESİ OLUR DİYE LEFFEN TAKDİM EDİLEN BU FIKRA,
BAŞIMIN YANINDA ASILI DURUYOR.
1- Ey nefsim! Yetmişüç sene, yüzde doksan adamdan ziyade
zevklerden hisseni almışsın. Daha hakkın kalmadı.
2- Sen, âni ve fâni zevklerin Bekasını arıyorsun; onun için
onun zevaliyle ağlamağa başlıyorsun. Kör hissiyatınla bu yanlışının
tam tokadını yersin. Bir dakika gülmeye bedel, on saat ağlıyorsun.
3- Senin başına gelen zulümler ve musibetlerin altında Kaderin
Adaleti var. İnsanlar, senin yapmadığın bir işle sana zulüm ediyorlar.
Fakat Kader senin gizli hatalarına binaen, o musibet eliyle seni hem
terbiye, hem hatana keffaret ediyor.