Page 197 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 197

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       199


                  4- Hem yüzer tecrübenle, ey sabırsız nefsim! Kat'î kanaatın
           gelmiş  ki;  zahirî  musibetler  altında  ve  neticesinde,  İnayet-i

           İlahiye'nin çok tatlı neticeleri var.  مُكل    ي   ٌ ْ  َ      خ    وهو   اًئي   ش ا    ر   ه و  َ ُ    ْكت نَا     َّٓ سع
                                              ْ َ
                                                               َ
                                                                       َ ْ
                                                       َ ُ َ
                                                             ْ
                                                                              َ
                                                                             ٰ
           çok  kat'î  bir  Hakikatı  Ders  veriyor.  O  Dersi  daima  hatıra  getir.
           Hem feleğin çarkını çeviren Kanun-u İlahî, senin hatırın için -o pek
           geniş Kanun-u Kaderî- değiştirilmez.

                                 ِ
                             ِ
                                        ِ
                                   ِ
                     ِ
                  5-     َكلا نم نم   َا ردقْلاب نمۤا نم  Kudsî  Düsturunu   kendine

                     ر

                      د
                      َ
                                     َ َ
                               َ
                         ْ َ
                                          َ َ ْ َ
           rehber  et!  Hevesli  akılsız  çocuklar  gibi,  muvakkat,  ehemmiyetsiz
           lezzetlerin  peşinde  koşma!  Düşün  ki;  fâni  zevkler,  sana  manevî
           elemler, teessüfler bırakıyor. Sıkıntılar, elemler ise; bilakis manevî
           lezzetler  ve  uhrevî  sevablar  veriyor.  Sen  divane  olmazsan,
           muvakkat  lezzeti  yalnız  şükür  için  arayabilirsin.  Zâten  lezzetler
           şükür için verilmiş.

                                                                    Said  Nursî
                                          *  *  *

                  Aziz, Sıddık  Kardeşlerim!
                  Evvelen:  Garib  bir  münazara-i  nefsiyemi,  bana  mahsus  iken,
           bera-yı malûmat size yazmak hatırıma geldi. Şöyle ki:

                  Başım  üstündeki  sizce  malûm  levha,  nefsimi  tam  susturduğu
           halde; bu gece nefs-i emmarenin silâhını daha musırrane istimal eden
           kör hissiyatım, damarlarıma tam dokundurup, tesemmüm ve hastalıktan
           gelen  ziyade  teessür  ve  hassasiyet  ve  şeytandan  gelen  ilkaat  ve  fıtrî
           hubb-u  hayattan  gelen  acib  bir  haletle,  o  ikinci  nefs-i  emmare
           hükmünde  olan  kör  hissiyat,  benim  vefat  ihtimalinden  şiddetli  bir
           me'yusiyet ve teellüm ve kuvvetli bir hırs ve zevk ve lezzetle Kalb ve
           Ruhuma  tam  ilişti.  "Ne  için  istirahat-ı  hayatına  çalışmıyorsun..  belki
           reddediyorsun; ve gayet zevkli ve masumane lezzetli bir hayat ve bir
           ömür, kendine Nur Dairesinde aramıyorsun ve ölmeğe karar verip razı
           oluyorsun?" dedi ve dediler. Birden gayet kuvvetli iki Hakikat, o ikinci
           nefs-i emmareyi şeytanla beraber susturdu.

                  Birincisi: Madem Risale-i Nur'un Vazife-i Kudsiye-i İmani-
           yesi benim ölümümle daha ziyade hâlisane inkişaf edecek ve hiçbir
           cihetle  dünya  işlerine  ve  benlik  ve  enaniyete  vesilelikle   ittiham
   192   193   194   195   196   197   198   199   200   201   202