Page 271 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 271

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-I                                                                                       273


           ve  lüzumlu  eşyamı  satıp  o  para  ile  kendi  Kitablarımı,  yazan  Kardeşle-
           rimden  satın  alıyorum.  Tâ  Risale-i  Nur'un  İhlasına  dünya  menfaatleri
           girmesin, bir zarar vermesin ve başka Kardeşler de ibret alıp hiçbir şeye
           âlet edilmesin.

                  Râbian: Nur'un hakikî Şakirdlerine Nur kâfidir. Onlar da kanaat
           etmeli, başka şereflere veya maddî, manevî menfaatlere gözünü dikmesin.
           Hem  münakaşa,  münazaa  ve  Mesail-i  Diniyede  damarlara  dokunacak
           tarafgirane  mübahase  etmemek  lâzımdır  ki,  Nur  aleyhinde  garazkârlar
           çıkmasın. Hattâ bir Hiss-i Kabl-el Vuku' ile Mustafa Oruç Kardeşimizin
           Risale-i  Nur'un  Mesleğine  muhalif  olarak  birisiyle  mübahasesi..  aynı
           zamanda, belki aynı dakikada ona gayet hiddet ve şiddetle bir gücenmek
           Kalbime geldi. Hattâ o Nur'dan kazandığı çok ehemmiyetli makamından
           atmak  arzusu  oldu,  Kalben  müteessir  oldum.  Bu  benim  için  bir
           Abdurrahman idi, neden böyle şiddetli hiddet ettim. Sonra bu Bayramda
           yanıma geldi, Cenab-ı Hakk'a şükür ki, çok ehemmiyetli bir Ders dinledi
           ve  o  büyük  hatasını  da anladı ve benim burada hiddetimin aynı dakikada


                              ا
           hatasını itiraf etti.      ء آَّش  ْ َ  ِ   ا   ن     o keffaret oldu, tam temiz olarak kurtuldu.
                            للّ
                               َ ٰ
                            ُ

                  Hâmisen:  Dört-beş  aydan  beri  bir  zât,  bana  buraya  bir  gazete
           gönderiyormuş;  ben  yeniden  haber  aldım  ki,  bana  gönderiliyormuş.
           Buradaki  dostlarım  âdetimi  bildikleri  içindir  ki,  değil  gazete,  Nur'dan
           başka  hiçbir  Kitabı,  hiçbir  mecmuayı  kabul  etmediğim  gibi,  yeni
           yazıdan hiçbir harf bilmediğim için korkmuşlar, bana haber vermemişler
           ve göstermemişler. Şimdi bir zât, bir Mektub içinde bir sahifesi benimle
           konuşan  bir  gazetecinin,  fakat  dost  ve  hemşehri  bir  zâtın  Mektubunu
           gösterdi. Dediler ki: "Çoktan beri senin namına bir gazete gönderiyordu,
           biz korktuk sana göstermedik." Ben de dedim: "O zâta benim tarafımdan
           çok Selâm ediniz. O dostun eski bildiği Said değişmiş, dünya ile alâkası
           kesilmiş. Hem hasta, hem hususî Mektubu Kardeşime de yazamadığımdan
           o zât gücenmesin."

                  Oradaki umum dostlara, hususan Hâfız Emin ve Hâfız Fahreddin
           gibi Kardeşlerimize Selâm ve Bayramlarını tekrar tebrik ediyoruz.

                                          *  *  *

                  Risale-i Nur'un avukatı ve Aydın havalisinin Hasan Feyzi'si ve o
           civarın  bir  Hüsrev'i  Kardeşimiz  Ahmed  Feyzi,  üç  seneden  beri  Sikke-i
           Tasdik-i Gaybî'nin Risale-i Nur'a verdiği yüzer işaret ile tasdiklerini, tam
           bir kat'î bürhan olarak hem Hadîslerden, hem
   266   267   268   269   270   271   272   273   274   275   276