Page 425 - Risale-i Nur - Emirdağ Lâhikası
P. 425

EMİRDAĞ  LÂHİKASI-II                                                                                      139


                  Bu kadar asılsız ve manasız bir isnad karşısında insan, o bilirkişi
           namını  alanların  bilirkişi  mahiyetinden  tamamen  uzak  olduklarına
           hükmedip  o  cehaletleri  ve  o  vukufsuzlukları  karşısında  hayrette  kalıyor.
           Hiç olmazsa, ehl-i vukuf, hürmeten bu ciheti dikkatle mütalaa etseydiler,
           kendileri  bu  derece  cehalet  deresine  atılmaktan  belki  bir  derece
           kurtulurlardı. Bu asılsız isnada karşı evvelâ: Bütün Risale-i Nur Eserleri ve
           Mektubları  ve  Üstadımızın  bütün  hayatı  en  kat'î  delildir  ki:  O  Aziz  Zât
           bütün gayretini, bütün Hizmetini Hak uğrunda ve yalnız Hak için yapmış
           ve  yalnız  Hakk'ın  hatırı  için  konuşmuş.  O  suretâ  ehl-i  vukuf,  Nur
           Külliyatı'ndan yalnız küçük bir Cüz'ünü okumakla ve dinsizlikte taassub
           göstererek  illâ  ki  bir  suç  isnad  edebilmek  için  bu  iftirayı  savurmuşlar.
           Halbuki  o  Aziz  Zât,  Risale-i  Nur  Dersini  izah  ederken  diyor:  En  büyük
           Dersimiz; acz, fakr, şefkat ve tefekkürdür.

                  Hakikat-ı  halde  o  Aziz  Zât,  büyük  ve  küllî  Hizmetleriyle,  en
           câniyane  işkencelere  sabır  ve  tahammül  ederek,  Mücahede-i  Maneviye-
           sinde devam edip küfür ve dalaletin bîaman hücumlarını, maddiyyun  ve
           tabiiyyunun küfrî mesleklerini Kur'an-ı Hakîm'in Hakaik-i İmaniyesinden
           aldığı  Nur  Hakikatlarıyla  parçalayarak  ve  o  Nur'un  130  Risalesinin
           yüzbinler  Nüshalarını,  İmanî  Dersleriyle  ona  minnetdar  kalan  yüzbinler
           müştak  Talebeleriyle  her  tarafa  neşreden...  dinsizliğin,  bilhassa
           komünistliğin  bu  vatandaki  hücumuna  mani'  olan İman  Hakikatlarını  en
           kat'î delil ve bürhanlarla isbat ederek küfür ve dalaletin bâtıl mesleklerini
           Kur'anın Elmas Kılıncı hükmündeki İman-ı Billah ve Vahdaniyet-i İlahiye
           hüccetleriyle parça parça eden.. ve o Nur Eserleri şimdi Âlem-i İslâm'ın
           büyük  merkezlerinde  kemal-i  takdir  ve  istihsanla  neşredilen..  ve  geçen
           sene  Türkiye'yi  ziyarete  gelen  Pakistan'lı  bir  vekil,  kırk-elli  üniversite
           Talebesine:

                  "Kardeşlerim,  ben  Âlem-i  İslâm'da  aradığımı  Türkiye'de
           buldum. Bediüzzaman yalnız sizin değil, o bütün Âlem-i İslâm'ındır.
           Ve  yakın  bir  zamanda  bütün  İslâm  Âlemi  onu  anlayacaktır.  Siz  bu
           Nur  Eserlerine  dikkatle  bakın.  Ben  bunu  doksan  milyon  İslâmlar
           içinde  neşredeceğim.  Benim  Âlem-i  İslâm  hakkında  pekçok  endişe-
           lerim ve Üstad'a pekçok soracaklarım vardı. Bir saat kadar yanında
           yalnız onu dinlemekle bütün endişelerim zâil olup, bütün suallerime
           cevab  aldıktan  sonra  şimdi  Pakistan'a  âlem-i  İslâm'ın  mukadderatı
           hakkında  büyük  müjdelerle  gidiyorum.  Ben  Türk  ve  İslâm  tarihini
           tedkik  ettim.  Evet  çok  Kahramanlar,  çok  İslâm  Fedaileri  ve  çok
           vatanperverler gelmişler. Hepsi büyük Fedakârlık ve Kahramanlıkla
           millete, vatana Hizmet etmişler. Fakat
   420   421   422   423   424   425   426   427   428   429   430